Küresel Isınma Nedir
Küresel ısınma, dünyanın atmosferinin ve okyanuslarının ortalama sıcaklığının artmasıdır. Sıcaklık ölçümleri 19. yüzyıldan itibaren yapılmaktadır. 20. yüzyıldan itibaren dünyanın sıcaklığı 0.8 °C yükselmiştir. Yükselişin 3’te ikisi son yirmi yılda yaşanmıştır. Bu da ısınmanın giderek hızlandığına işarettir. Bilim insanlarının büyük bölümü bu ısınmaya sera gazlarının sebep olduğu konusunda uzlaşır. Bu gazlara orman tahribatı ve fosil yakıtlar gibi insan etkileri neden olur. 21. yüzyılda küresel ısınmanın 2 °C ila 6°C derece artması öngörülmektedir.
Küresel ısınmanın etkileri genele yayılacak ancak eşit derecede olmayacaktır. Deniz seviyesinin yükselmesi gibi etkiler bu seviyedeki yerleşimleri yok edecektir. Çölleşme büyük oranda artacaktır. Örneğin İç Anadolu’dan güney Doğu’ya kadar bozkırların çöle dönüşmesi beklenmektedir. Bu mikro klima uzun sürmeyecek, kalan alanları da dönüştürecektir. Aşırı yağmurlar, bunaltıcı sıcaklar, okyanus asitlenmesi, türlerin yok oluşu gibi olaylar günlük hayatta görülen yok oluş işaretleri olacaktır. İnsanlar doğanın bir parçası olduğundan aynı aşırı ölçüde etkileneceklerdir. Gıda güvenliği ve yaşam alanlarının yok olması nedeniyle dünya demografisi kökten değişecektir. Bak:dmy.info/insanligin-gelecegi/
Küresel Isınma- Sorun Biz Miyiz
Şimdiye kadar ölçülen 1.5 derece insana pek fazla gelmeyebilir. Ancak milyonlarca yılda kurulan hassas dengeye gaddar bir müdahaledir. Daha önce de dünya ısınmış soğumuştur ancak bu mevsimler gibi doğal bir döngünün uzun halleridir. Küresel ısınma dediğimiz şey dünyanın durmadan ısınmasıdır. Dünya tüm enerjisini güneşten alır. Bir kısım enerji dünyada muhafaza edilir. Bir kısmı da uzaya geri kaçar. Fosil yakıtların yakılması gibi işlemler sera gazları ortaya çıkararak hem ısının uzaya geri gitmesini engeller, hem de gelen sıcaklığın giderek artmasına neden olur. Petrol ve çeşitleri yani canlıların fosilleşmesiyle oluşan yakıtlar aslında güneş enerjisidir. Çok eskiden kalan bir güneş enerjisi kumbarası gibi, güneş ışınlarını depolamış ve yerin altında kalmış canlılardır. İnsanoğlu bunu doğal yerinden çıkarıp “aşırı” şekilde harcamakta ve “çıktı”sı olan gazları da kontrol edememektedir. Bak: dmy.info/modern-ekonomi-tarihi/
Küresel ısınmanın kısaca: “insanın doğayı tüketmesine doğanın tepkisi, mecburi yanıtı” olduğu söylenebilir. Endüstri, gelişme ve modernite yalanlarının sömürdüğü doğanın bir feryadı olarak da nitelendirilebilir. Her ne kadar ABD. küresel ısınmanın olmadığını kanıtlayana milyon dolarlar vaat etse de bugüne kadar aksini ispatlayan çıkmamıştır. Her ne kadar ABD. ve diğer emperyalist güçler gelişmiş, uygar, adil olduklarını iddia etse de hiçbir felsefeci de buna kanmamıştır. Batının uyguladığı yaşam modelinin dünyanın sonunu getireceği Nietzche’den beri tartışılmaktadır. Bu çöküşün bir ayağı doğal afet ve dayanılmaz iklim koşulları ile şekillenen doğal yaşamdır. Kendisini doğadan üstün veya “doğayı kontrol ediyor” gören batı safsataları böylelikle acı bir ders alacaktır. İçinde bulunduğumuz doğa yok olunca biz de yok olmaktayız. Umalım da “zeki” insan bunun farkına varsın.