öğrenme nedir

Öğrenme Nedir

1. Öğrenme Nedir

öğrenme nedirÖğrenme : Yaşantı sonucu davranışta meydana gelen nispeten sürekli değişikliktir. Çevreye uyum sürecidir. Bu bakımdan: ihtiyaçları daha iyi karşılayacak biçimde düzene koyma ya da yeni bir durum karşısında bunları yeniden örgütleme anlamına gelir.Davranışta öğrenme sonucu meydana gelen değişmeleri, olgunlaşmanın etkilerinden ve geçici fizyolojik değişmelerden ayırt etmek gerekir. Organizmanın içinde var olan yeteneklerin kendiliğinden gelişmesine ve varabileceği düzeye varmalarına ‘olgunlaşma’ denmektedir. Olgunlaşma: organizmanın temelindeki potansiyel güçlerin göreve hazır bir duruma ulaşmasıdır.

Öğrenme aktif bir oluşumdur; yaşantılar sonucu meydana gelir.Öğrenmeyi bireyin kendi tepkileri, etkinlikleri ve yaşantıları yoluyla çevresine uyum tarzını değiştiren davranışlar geliştirmesi veya davranışlarının farklılaşması olarak tanımlayabiliriz. Bireyin çok fazla tekrarlanmış uyarıcılara karşı alışma sonucu duyarlılığını kaybetmesi şeklindeki bir davranış değişikliğine öğrenme diyemeyiz. Bak: dmy.info/bilissel-gelisim-nedir/

Temel Kavramlar

  • Davranış: Organizmanın gözlenebilen ya da gözlenemeyen açık ya da örtük etkinliklerinin tümüdür. Doğuştan gelen davranışlar göz bebeğinin şiddetli ışıkta küçülmesi, az ışıkta büyümesi gibi refleks davranışlardır. Geçici davranışlar: Alkol, ilaç, uyuşturucu madde, hastalık gibi çeşitli etkilerle ortaya çıkan sonrasında yok olan davranışlardır. Sonradan kazanılan davranışlar: Doğuştan getirilmeyen, öğrenme sonucu ortaya çıkan davranışlardır.
  • İçgüdü: doğuştan getirilen türe özgü davranış biçimleridir. Bir davranışın içgüdü olabilmesi için aşağıdaki koşulları yerine getirmesi gerekir. – Doğuştan gelmelidir. – Bir türün tüm üyelerinde olmalıdır. – Başka türlerde olmamalıdır. – Karmaşık bir davranış örüntüsü bulunmalıdır. İçgüdü; bir türün gelişimsel ve/veya çevresel koşullarda, belli uyarıcılar karşısında belli bir davranış biçimi sergilemeye yönelik tek tip, kalıtsal, otomatik eğilimdir. İnsanlarda içgüdü değil, içgüdüsel davranış terimi kullanılır.
  • Refleks: Doğuştan getirilen, belli bir uyarıcıya karşı organizmanın belli ve basit bir davranış gösterme eğilimidir. Refleks bir uyarıcıya karşı meydana gelen istem dışı tepkidir. Refleksler sonradan öğrenilmez, doğuştan gelir.
  • Performans: Performans öğrenilenin gözlenebilir hale dönüşmesidir. Öğrenme zihinsel süreçler içinde oluşur. Zihinsel süreçler gözlenemediğinden ötürü, öğrenmenin gerçekleşip gerçekleşmediğini tespit etmek için, öğrenilenin gözlenebilen yönü yani performansı değerlendirilir.

2. Öğrenmenin Özellikleri

  1. Öğrenme davranışta bir değişikliktir.Bu değişiklik iyiye doğru olabileceği gibi kötüye doğru da olabilir.
  2. Yaşantı sonucu meydana gelen bir değişikliktir.
  3. Herhangi bir olayın yada durumun öğrenme adını alması için değişikliğin nispeten sürekli olmasının gereği vurgulanmaktadır. Bir süre devam etmeli, kalıcı olmalıdır.
  4. Değişen davranışlar gözlenebilmelidir.

Öğrenme davranışta bir değişmenin meydana gelmesi halidir. Davranıştaki değişme oldukça kalıcı ve uzun sürelidir.Yani öğrenme oldukça kalıcı bir davranış değişikliğidir. Öğrenme bireyin aktif oluşunun bir takım edimlerde bulunmasının veya yaptığı egzersizlerin sonucudur. Öğrenme gerçekleşmiş ise transfer edilmesi de söz konusudur. Öğrenme doğrudan doğruya gözlenemez.Gözleyebildiğimiz bireyin performansıdır.Performans ise öğrenme ile birlikte başka değişkenlerin de ortak fonksiyonudur. Öğrenme kişinin daha sonra karşılaşacağı durumlara farklı bir yaklaşım göstermesidir. Öğrenme davranışın referans çerçevesindeki işaret ve ip uçlarında değişme demektir.

Bir insanın yaşamını sürdürebilmesi için çevresiyle sürekli olarak ilişki içinde bulunması ve organizmanın alt sistemleri arasındaki etkileşimlerin sürmesi gerekir ki, bunu sağlayan bütünleştirici sistemlerin en önemlisi sinir sistemidir.Sinir sistemini oluşturan özgül yapısal ve işlevsel birimlere nöron denir.Canlının her türlü davranımı beyinde yer alan nöron kümesi etkinliği ile olur.Öğrenme, beyinde bir takım kimyasal, elektriksel değişiklikler ve sinir sisteminde yeni sinaptik bağların kurulması ile açıklanmaya çalışılmaktadır.bak: dmy.info/tag/egitim

1-Merkezi sinir sistemi

 a-Beyin(serebrum)

 I-Arka beyin

 II-Orta beyin

 III-Ön beyin

 b-Omurilik

2-Çevresel sinir sistemi

a-Somatik sinir sistemi

b-Otonom sinir sistemi

Sinir sistemi:

  1. Vücudu oluşturan organların uyumlu bir şekilde ve ihtiyaca göre çalışmalarını sağlar.
  2.  Varlığımızın dış ortamla olan ilişkilerini düzenler.Böylece ihtiyaçlarımızın karşılanmasına, varlığımızın zararlı etkilerden korunabilmesine olanak sağlar.

3. Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler

A. Öğrenenle İlgili Etkenler

  1. Türe özgü hazır oluş: Öğrenecek olan organizmanın, istenilen davranışı göstermesi için gerekli olan biyolojik donanıma sahip olmasıdır. Örnek: Papağana konuşmayı öğretebiliriz ama kanaryaya öğretemeyiz.Organizmanın neyi öğrenip, neyi öğrenemeyeceğini belirler.
  2. Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı:Herhangi bir öğrenmenin olabilmesi için bireyin uyarılmışlık haline gelmesi gereklidir.Kişi tamamen uyanık değilse ve bütün enerjisini yaptığı iş üzerinde yoğunlaştırmamışsa iyi bir öğrenme gerçekleştirmesi beklenemez. Örnek: Birey panik halindeyken uyarılmışlık düzeyi yüksek, uyku halindeyken uyarılmışlık düzeyi düşüktür.
  3. Olgunlaşma: Organizmanın kendisinden beklenen gelişim görevlerini yerine getirebilmesi için kalıtımın etkisiyle yaşadığı biyolojik değişiklik sürecidir. Organizma türe özgü hazır oluş durumuna geldikten sonra olgunlaşma olur.  Örnek: 3 Yaşındaki çocuk okuma yazma davranışını gösteremez ama 7 yaşındaki bir çocuk gösterebilir.Herhangi bir organın, o organdan beklenen görevi yapabilecek düzeye gelmesidir. dmy.info/gelisim-psikolojisi/
  4. Yaş:Öğrenme hızı eğrileri kişinin takvim yaşı ile ilişkili olarak, onun yaşa bağlı olan zeka eğrisine paralel bir görünümdedirler.
  5. Zeka:Öğrenme hızının kişinin zeka durumuyla yakın ve doğrudan doğruya bir ilişkisi vardır.Çünkü zeka hız ve doğruluk oranı ile doğru orantılıdır. 
  6. Güdülenme: Güdüler bizi harekete geçiren güçlerdir,yani davranışı bir amaca doğru başlatan ve sürdüren bir iç şarttır.Öğrenmede güdüler üç yönde önemlidir;Güdü davranışı oluşturan en önemli koşuldur.Güdü, pekiştirme için de gereklidir,yani davranışın sürdürülmesini sağlar.Güdü davranış değişikliğini de denetler.Böylece organizmanın istenen tepkide bulunabilme olasılığı artar.
  7. Dikkat: Bilincin belli bir noktada odaklanması, toplanması olayıdır. Öğrencinin öğrenebilmesi için dikkatini derse karşı yoğunlaştırması gerekir. Bunu pekiştirme, kaygılandırma ya da güdüleyerek yapılabilir. Dikkat dağınıklığı konuya karşı yoğunluğu engeller. Örneğin gürültülü bir ortam, moral bozukluğu v.b. durumlar dikkati bozar ve öğrenmeyi azaltır.
  8. Aktarım(Transfer): Bir düzeyde yapılan öğrenmenin daha sonra öğrenilecekleri kolaylaştırmasıdır. Örneğin, karenin alanını öğrenen bireyin üçgenin alanını da öğrenebilmesi kolay olur.

Olumlu Aktarım(Transfer)

      • İleriye etkin kolaylaştırma: Önceki öğrenmenin sonraki öğrenmeyi kolaylaştırmasıdır. Örneğin fotoğraf makinesini kullanan birey kamera ile çekim yapmayı kolay öğrenir. Toplama-çıkarma işlemini bilen biri, çarpma ve bölme işlemin daha kolay öğrenir.
      • Geriye etkin kolaylaştırma: Sonraki öğrenmenin önceki öğrenmeyi daha ustaca ve etkili yapmayı sağlaması durumudur. Örneğin, önceleri futbol oynayan bireyin sonra basketbol öğrendiğini ve oynadığını düşünelim. Bireyin yeni öğrenmesi olan basketbol önceki öğrenmesi olan futbolu daha ustaca oynamasını sağlıyorsa bu geriye etkin kolaylaştırmadır.

Olumsuz Aktarım(Transfer)

      • İleriye ket vurma: Önceki öğrenmenin yeni öğrenmeyi karıştırması ve zorlaştırmasıdır. Örneğin birey daha önce iyi bildiği bir şarkının sözlerinden dolayı yeni öğrendiği şarkının sözlerini karıştırmaktadır.
      • Geriye ket vurma: Yeni öğrenmenin önceki öğrenmeyi karıştırması ve zorlaştırmasıdır. Örneğin bireyin yeni öğrendiği İngilizcedeki bazı kelimelerin karşılığına ilişkin bilgileri önceki Fransızcadaki bazı kelimelerin karşılığını karıştırmasına ve unutmasına neden olur.

B. Öğrenme Yöntemiyle İlgili Etkenler

  1. Öğrenmeye Ayrılan Zaman: Öğrenmeye ayrılan zaman dikkate alındığında öğrenme yöntemlerini aralıklı yada toplu bir şekilde yapması öğrencinin öğrenmesini etkiler. Aralıklı çalışma ilgili konunun her gün ya da her hafta tekrar edilmesi anlamına gelir. Toplu çalışma ise derse sadece sınav zamanı çalışmayı ifade eder.
  2. Öğrenilen Konun Yapısı: Ele alınan konunun yapısına göre öğrenme yöntemleri parçalara bölerek çalışma ve bütün halinde çalışma olarak ikiye ayrılabilir. Hangisinin daha yaralı olduğu ele alınan konuya göre değişir. Genel olarak eğitim sistemleri parçalara bölerek öğrenmenin kolay ve uygun olduğunu konu ve dersler içermektedir. Burada önemli olan, konunu bütünü hakkında bir fikir edinerek, hangi noktaya kadar parçalanmasının uygun olacağına karar vermektir.
  3. Öğrencinin Aktif Katılımı: Öğrencinin aktif veya pasif oluşu dikkate alındığında öğretim yöntemleri dinleme-okuma-yazma-anlatma şeklinde bir dizi üzerinde yerleştirebilir. Dinleme durumunda öğrenci pasif bir durumdadır. Anlatmada ise aktif bir durumdadır. Anlatma yöntemine doğru gidildikçe öğrenme artmaktadır. Yazma geri bildirim sağlamadığı için anlatmadan daha az öğrenmeye yol açar.
  4. Geri Bildirim: Öğrenme yöntemi olmamakla beraber bu bağlamda vurgulanması gereken diğer bir nokta, öğrenme sonucunun hemen bilinmesidir. Başka bir ifadeyle, iyi bir öğrenimin gerçekleşebilmesi için, öğrencinin öğrenip öğrenmediği veya ne kadar öğrendiği ile ilgili olarak bilgilendirilmesi gerekir. Örneğin: Öğrenci sınava girmişse, sınav sonucu en kısa zamanda öğrenmelidir ki, doğru cevaplayıp cevaplamadığını test edebilsin.bak: dmy.info/tag/egitim-bilimleri

C. Öğrenme Malzemesiyle İlgili Etkenler

  1. Algısal Ayırt Edilebilirlik: Algının bir takım temel kuralları vardır, bunlardan biri de çevresindeki uyarıcılardan ayırt edebilmesidir. Örneğin: bir manzara da önce hareketli nesneler dikkati çeker. Etrafındaki renklerden çok farklı (zıt) olan renkteki nesneler daha önce dikkati çeker.
  2. Anlamsal Çağrışım: Ele alınan konu başka bazı bilgi birikimleriyle ilgili olmalıdır. Örneğin: bir kelime söylendiğinde, öğrencinin aklına ilgili diğer kelimler gelebilmelidir. Öğrencinin zihnindeki diğer kelimelerle bağlantısı olmayan kelimelerin öğrenilmesi zor olur ve unutulabilir. (Peynir denince, süt, inek ve kahvaltı akla gelir.)
  3. Kavramsal Gruplandırma: bir çok bilgi veya kavram ile karşı karşıya kalındığında, öğrenme malzemesinin bir takım gruplar halinde bütünleştirilebilmesi, onun öğrenilebilirliğini arttırır. Birbirlerine kavramsal açıdan yakın veya benzer olan kavramlar öğrenmede kolaylık sağlarlar.

Kaynakça

  • Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler, M. Ali Seven
  • https://en.wikipedia.org/wiki/Learning_theory_(education)
  • biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/omk/odymt.pdf‎
  • biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/omk/odgc.ppsx‎
  • Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi, Lisans Yayınları, 2009

Düşünmeden öğrenen kaybolur; öğrenemeden düşünen tehlikededir.Konfüçyüs(MÖ.571-479)

3 Comments

  1. Coni 13 Ocak 2015
  2. mpka kaya 21 Nisan 2015
  3. Savas iyidogan 19 Ekim 2016

Leave a Reply