Felsefe nedir? diye tartışmak en felsefi eylemdir. Çünkü kimse tam olarak ne olduğunu bilmez, ama felsefe diye bir şey de vardır. Bir kere felsefe “tek şey” değildir. Felsefe tarih boyunca farklı anlamlarda kullanılmış bir kelimedir. Ancak tüm anlamların dayandığı tarihsel bir olay da vardır. Tüm kelimeler, kavramlar, kurumlar böyle değil midir? Zamanla hepsi değişir, çünkü hepimiz dilimizin işçisiyiz,. Dil inşaatındaki çalışkan ve cüretkar işçiler gibi her tarafını yenilemeye çalışıyoruz; ama toplum bambaşka bir inşaata giriştiğinde bizimkisi önemini yitirebiliyor. Sonuç olarak felsefe başta başka, ortada başka, sonda başka bir işle uğraşırken halen ortak noktaları olan bir sembol oluyor. Tıpkı diğer tüm kavramlar gibi.
Felsefe kelimesi Antik Yunanca φιλοσοφία(philosophía)’dan gelir. İki ayrı kelimeden oluşur. “philo” sevgi anlamına gelir; “sophía” ise “bilgelik” anlamındadır.
“Bilgelik sevgisi” olduğunu öğrensek de halen ne olduğunu anlamakta zorlanırız. Çünkü kavramlar durağan nesnelere işaret etmezler. Sürekli değişen dünyanın işaretleyicisi olmak bir yana, soyut varlıkları işaretlemenin imkansızlığı başka bir yana; kavramlar kesin olarak “şudur” diye gösterilemez. Dilin özelliklerine bakarsak felsefe de dahil kavramların anlaşılmasının zorluğunu anlayabiliriz.
- Dil belirsizdir: Felsefe kelimesi aklımızda belli bir şey canlandırmaz. Hiçbir kelimeden kesin bir şey anlamayız, somut dünya durumlarına bağlam içinde kavuşurlar.
- Dil çok anlamlıdır: Kesin olarak belirlesek bile insanlar aynı kelimeyle başka şeyi kast edebilir. Felsefe kelimesi tarih boyunca dini sevmek, dine karşı olmak, ideoloji, ideoloji karşıtlığı, bilim, bilim karşıtlığı gibi zıt anlamlara bile gelir.
- Dil açık uçludur: Kesin olarak belirlesek ve tek anlamlılığı sağlasak bile bu durum gelecekte değişebilir, çünkü dilin sembolik yapısı esnekliğe izin verir.
“Felsefe nedir?” asla anlaşamayacağımız bir tartışma olduğuna göre dağılabilir miyiz? Asla! bu yüzden tartışma sürekli olmak zorundadır. Aslında filozoflar da bunu söylemiş, bu yüzden de tepki çekmişlerdir. Bir doğru var, bunu kesin şekilde belirleyemiyoruz. Filozof olmayanlar “kesinmiş gibi yapmayı” seçenlerdir; filozoflar ise “bilmiyormuş gibi yapmayı” seçenlerdir. Filozofların da bazen hatalı olduğunu söyleyebiliriz, zira hiçbir şey bilmiyor değiller ve bazı şeylerden de emin olabiliriz.
- Antik Yunan geleneği: “Yunan kültürünün daha iyi bilgiye ulaşmak için çabalaması böyle bir geleneğin köküdür. “
- Mantık Sanatı: “Felsefe neyi, nasıl düşünüyoruz çalışmasıdır.”
- Hayat İncelemesi: “Felsefe hayatın içindeki tikellerin değil tümellerin ve hayatın incelenmesidir.”
- Teorilerin çalışması: “Felsefe somut olaylarla değil soyut genellemeler ve kavramlarla ilgilidir.”
- Etik Araştırma: “Felsefe neyin doğru neyin yanlış olduğunu, yani ne yapmamız gerektiğini araştırır.”
- Kültürel Bilinç: “Felsefe insanlık tarihindeki düşüncelerin yansımasıdır.”
- Merak Tutkusu: “Felsefe meraktır, her konuda meraklanan kişiye filozof denir.”
- Bilgi araştırması: “Felsefe bilginin sınırlarını merak eden, bilgi ile alakalı bir alandır.”
- Eleştirel Diyalog: “Yönetmen ve oyuncular filmi izleyerek felsefesini yapmaya başladılar.”
- Sorgulama Disiplini: “Bu girişimin felsefesini deneyip yanıldıktan sonra yaparız.”
- Bilimsel Köken: “Fiziğin metotları büyük ölçüde felsefeye temellenir ve fiziğin felsefesini oluşturur.”
- Bilim: “Isaac Newton Doğa Felsefesinin Matematik Prensipleri derken direkt olarak fiziği kast ediyordu.”
- Metafizik: “Felsefi hakikatler bizi Tanrı’nın var olup olmadığını düşünmeye itiyor.”
- Eğitim Aracı: “Eğitim felsefe eğitimidir, yani düşünmeye sevk etmektir.”
- Hayatın Anlamı: “Çoğu insan bir felsefesi olmadan yaşıyor.”
- Düşünsel Sanat: “Sanatçı felsefenin empirik alanını yaratmaya çalışır, kısmen başarılı kalır.”
- Düşünce Akımı: “Varoluşçuların felsefesi bireyin özgür olmak ve seçim yapmak zorunda olmasıdır.”
- Temel ilkeler: “Ulusal önyargı ile yazılmış eserler tarihin felsefesine aykırıdır.”
- Aydınlanma dönemi: “17. yüzyılda felsefe başlar ve tekrar toplumun ışığı olur.”
- İnsan aklına güven: “Felsefeye güvenelim, çünkü insana değeri sadece felsefe getirir.”
- Yaklaşım: “Sporcumuzun maçtaki felsefesi beni şaşırtmıyor, oyun anlayışındaki farktan haberdarız.”
- Anlamlandırma çabası: “Felsefesiz ne yapacağımızı belirleyemeyiz, çünkü sınamadan farkına bile varmayız.”
- Vizyon: “Şirketimizin felsefesi büyüme sağlarken faydalı çıktıların da artmasıdır.”
- Nötr bakabilmek: “Yargılarımızdan sıyrılıp felsefi bakış edinerek hakikati görürüz.”
- Altın üreten bir araç:”
- Sosyopolitik Araç: “Herkes din, düşünce, felsefi inanç gibi konularda özgürdür.”
- Teolojinin alt alanı: “Azizler Orta Çağ’da Tanrı’yı aramak anlamında felsefe yapmaya başlamışlardır.”
- Dinsizlik: “Tanrı’yı sorgulayan ve kuşkuyu esas alan felsefeden uzaklaşıp dine yaklaşalım.”
- Kafa karıştırmak: “Felsefe yapmayı bırakalım, halkın anlayabileceği bir teklif dile getirelim.”
- Anlamın yapı sökümü: “Dinin felsefesini yaptığımızda aslında günümüzdeki ahlaka daha çok benzediğini ve parçalarının yaşamına devam ettiğini görürüz.”
- Dil bilim: “Bu kavramın felsefesi ile ağyarını mani efradını cami bir çerçeve çizmiş olduk.”
- Çağdaş budistlerde arzulardan kurtulmak. Batı’da eleştirel düşünme, İslam’da hikmet, Çin’de uyum, Hint’te kurtuluş ve daha yüzlercesi…
Felsefe kelimesinin tıpkı diğer kelimeler gibi sonsuz anlamı vardır, çünkü dünya değişmeye devam eder. İnsanlar anlamları değiştirmeye devam ederler. Ayrıca, problem gibi görünen belirsizlik, çok anlamlılık ve açık uçluluk sayesinde bilgelik ve sevgi kelimeleri farklı şekilde birleştirilmiş ve yeni bir kelime yaratılmıştı. Yan engel olduğu kadar da bir imkandır. Gelecekte de felsefe bundan başka anlamlara gelecek ve hayat devam edecektir. İnsanlık, “zaten öyle olması gerekiyordu” anlayışının devamı olduğu için, siyasette ve ailede mevcut düzeni sürdürüp razı olmak adına dilin değiştiğini fark etmez. Kaderimize razı olmasak hayatın acılarına katlanmazdık. Kelimelere razı olmasak diğer insanlarla iletişim kuramazdık. Eğitimimizin getirdiği, çevremizin bize zorladığı anlamları edinmek mecburiyetindeydik, ancak bunları öğrendikten sonra sorgulamak da gerekir. Aksi halde çevrenin zorladığı bir hayatı yaşar ve bunun olması gerektiğini düşünürüz.