Batıdaki mantık biliminin kurucusu Aristoteles’tir. Ama ondan önce geometri, matematik, gramer; doğruluk, değilleme, akolouthein, sumbainein mevcuttur. Bu yazıda Aristoteles’ten önceki mantığı ve mantıktan önce ne vardı, onu işleyeceğiz.
Aristoteles kendisinden önce yapılmış benzer bir çalışmaya rast gelmediğini söylese de onun hocası Platon sentaks(söz dizimi) eğitimi verildiğinden bahseder. Bugün diyalektik dediğimiz çalışmanın temelleri ile “saçmaya indirgeme” diye bildiğimiz argüman türü de mevcuttur. Platon da bugün tümdengelim dediğimiz akıl yürütmeye dair çalışmak istemiş, ancak bunu disiplin haline getiremeden “diyalektik” dediğimiz farklı metodların karışımıyla yetinmiştir. Aristo gibi mantık ilmini kurmasa da Phaedrus, Sofistler ve Devlet Adamı diyaloglarında diairesis adlı bir bölme metodu kullanmıştır. Metod bir tanıma ulaşmak için muhtemel tanımlar topluluğunu sürekli ikiye bölerek diğerini elemek ve tek bir tanıma ulaşmak üzerinedir.
Mantıktan Önceki Üç Benzer Disiplin
Geometrinin mantıktan önce var olması onun bir ön gelişme olduğuna dair fikirler getirse de geometrinin metodolojisi yeterince genel ve uygulanabilir değildir. Günlük tartışmalara muhakeme açısından bir katkı sunmaz. Yine de tümdengelimci bir akıl yürütme içerdiği için ilham verdiği düşünülebilir.
Matematik bazen mantığın içinde değerlendirilen bir nicelik, şekil ve değişim çalışması olarak yine geometrinin katkılarına benzer bir ilham vermiş olabilir. Yalnız günlük dile uygulama hususunda yetersizdir mantık halen yeni bir disiplin olarak doğmak durumundadır.
Mantığın öncülü olarak düşünülebilecek Yunanca gramer(bil bilgisi) ise Dyonisius Thrax tarafından M.Ö. 120’de sistematik bir şekilde kurulmuştur. Her ne kadar dilin örüntüleri bilinmekteyse de mantığın bir disiplin olması bundan daha öncedir. Julius Moravcsik bu üç disiplinin mantığın temelinde yer alan psikolojik etki olduğunu söyler ve ekler. “bunlar insanları mantıksal geçerliliği yaratan ve değerlendiren bir kurallar sistemi olan mantığı inşa etmeye yönlendirecek ilgi alanlarıdır.”
Mantıktan Önce Bilinenler
Doğruluk kavramı insanlığın başlangıcından beri belli- belirsiz vardır. Bir ifadenin gerçeğe uygunluğu, yargının gerçeği karşılaması anlamındaki doğruluk fonksiyonu bir mantık disiplin olmasa da günlük hayatta yer alır. Platon’un Sofistler diyaloğundaki tanımı “şeylerin oldukları gibi ifadesi” mantık biliminin soyutlaması olmadan da işe yarar. Soyutlama ve mantık disipininde(daha sonra mantık dilinde) değerlendirme bunun sonraki aşaması olabilir. Çünkü doğruluk değerlendirmesi de bir çeşit soyutlamadır.
Değilleme ve yanlışlık da doğruluk ile gelen kavramlardır. Bunlar olmadan doğruluk olmayacağı gibi bunlar doğruluğun yokluğu olmadan da işlev gösterebilir. Örneğin Tanrı’nın ne olduğu hakkında konuşmaktansa ne olmadığı hakkında konuşmak daha mümkündür.(Apofatik teoloji)
Eski Yunancada akolouthein(birini takip etme) ile karşılanan ve önermeler zincirinin arketipi olan bir akıl yürütme çabası mantıktan vardır.
Eski Yunancada sumbainein(iki ayağı bir araya getirme) ile karşılanan ve tutarlılığın arketipi olan bir uyum ve doğruluk sınaması mantıktan önce vardır.
Sonuç
İstanbul Felsefe’den Cengiz Çakmak Hoca’ya göre Aristoteles’ten önce “ise” bağlacının kullanımıyla mantıksal bir düşünme yürütülmüştür. Kendisi Herakleitos’un Fragmanlar’ından örnekler vererek akıl yürütmelerin önerme eklemleriyle mantıksal bir yapıyla kurulduğunu söyler. Mantıktan önce de mantık vardı ama bilim değildi diyebiliriz.
Aritoteles’ten önce Akdeniz havzasında mantığın temelleri mevcuttur. Lakin yapıyı Aristoteles’in kurduğu ve donattığı kesindir.
Kaynakça
- Dov.M. Gabay, John Woods, Handbook of the History of Logic, S. 1.
- https://planetmath.org/aristotle