Aynada kendimize baktığımızı sansak da aslında ayna bize bakmaktadır. Aynanın karşısına nasıl göründüğümüzü merak ettiğimiz için geçeriz. Ayna başkasının bakışıdır. Aynaların artışıyla doğru orantılı olarak başkasına göre yaşamakta ve özenmekteyiz. Modern aynalarımız olan akıllı telefonlar da bunun en basit örneğidir. Akıllı telefonu ve tüm modern oyuncakları başkasına bakmak ve başkasının bakışını yaşamak için alıyoruz. Aradığımız şey başkasının bizi beğenmesi, tüm olay başkasına kendimizi beğendirmek ve modern hayat özenmekten ibaret.
Önce aynalar çoğaldı. Aynaya baktıkça görmek istediğimizin hayalini kurduk. Kendimize mi bakıyorduk, yoksa başkasının bize bakmasını mı istiyorduk belli değildi. Yetmiyormuş gibi kameralar ve ekranlar hayatımıza girdi. Modern aynalar telefon adı altında birer gösteriş malzemesi oldu. Öteden beri var olanı mı görüyorduk, yoksa arayışımız mı yansıyordu? Toplum halinde yaşayan insan faydası kadar zararı da olan başkasına göre yaşamanın etkisindeydi. Belki başkasının faydasına da çalışıyorduk, ama küreselleşen dünyada bu davranış yok edici hale geldi. İnsanın büyük gruplar içinde deli olduğunun bir göstergesi modern yaşantıda apaçık belli oldu.
Carl Jung “başkasına bakan hayal kurar, kendine bakan keşfeder” demiştir. Büyük gruplarla hareket eden başkasının hayalini kendi kafasında yaşar. Modern birey aslında bu yaşantıyı sağlayandır. Aynaya ve ekrana bağımlı olmamız başkalarına müptela olduğumuz anlamına geliyor. Yani başkasının görüşüyle ilgilenmekten kendimizi geliştiremiyoruz. Başkasına kendini beğendirmeye çalışan kişi kendine vakit ayıramaz, bütün çabası dışarısı için yöneliktir. Kendi işine bakan, gösteriş merakı olmayan ise kendini keşfedecektir. Kalabalıklar ile onlardan farklı insanların ayrımı buradadır. Kalabalık başkasının kendine bakışıyla yaşar, bir de beğenilmek yerine kendini keşfedip yaşayanlar vardır. Bu insanların toplumu yönlendirecek kudrete sahip olduğunu görüyoruz.
Aynaya bakmasak, en azından ekranın bağımlısı olmasak, hiç değilse biraz özgün olmaya çalışsak fena olmaz. Başkasının gözünden baktığımız dünyamız yozlaşma ve yabancılaşma ile sonuçlanır. Büyük gruplar içinde delilik halinde olan insan aklını kullanamaz, kendi hayatına dahi zarar verecek özenmelere girebilir. Popüler kültür böyle bir zihniyetin ürünüdür. Başkasının hayaliyle yaşayan delirmiş insanların gerçek sorunlara duyarsız olması zararlı bir sonuçtur. İnsanlar ülkeler, görüşler, toplumlar yok edilirken sosyal medyada beğenme yarışına katılıyor. Aslında bu davranışla insanın özçekiminde arka planda yaklaşan bir yangın olduğu anlaşılabilir. Kendine ekrandan bakan insan yaklaşan tehlikeyi göremeyecek kadar körleşmiştir.
Sosyal medya sayesinde daha havalı ve mutsuz olduk. Başkasına göre yaşamak depresif güzellikler yarattı.