Bilim Nedir
Bilim deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgidir. içinde yaşadığımız hayatı açıklamaya çalışır. Varlığın nasıl olduğunu, neden meydana geldiğini araştırır. Olaylar üzerinde betimleme, açımlama ve öndeyilerde bulunma olanağı veren, uygulamalı yordamlar geliştirmeye yardımcı olarak konusunu denetim altına almaya elveren bilgiler üretme çabasıdır. Bakınız: dmy.info/bilimsel-kanit
Bilim adına ilk çabalar milattan önce 4. binyılda Mezopotamya’da ortaya çıkmıştır. Sümerli rahipler yıldızları gözlemleyip kaydetmişlerdir. Babil, Mısır ve Yunan uygarlıkları da sonraki binyıllarda gözlemlerini kaydetmiş ve ilk kuram benzeri tespitleri geliştirmişlerdir. Yunanlı filozof Aristoteles (MÖ. 384–322) zamanında bilim denebilecek çalışmalar felsefe ile bağlantılıdır. Bugünkü anlamda bilim çalışmaları yoktur. Antik dönemde filozoflar şimdiki bilim insanlarının sorduğu soruları sormakta ve doğayı açıklamaya çalışmaktadırlar.
Isaac Newton (1642–1727) zamanında bilim felsefenin bir alanı olarak görülmekteydi. “Doğa felsefesi” fizik, kimya, biyoloji gibi fen bilimlerini kapsayan bir çalışmaydı. Daha sonra doğa felsefesi olmaktan çıkıp münferit alanlar haline gelen fen bilimleri ile çağdaş bilim algısı doğdu. Biyoloji yaşayan şeylerin çalışması, fizik dünyanın nasıl işlediği ve enerjinin etkileşimi, kimya evrenin atomlardan organizmalara dek nasıl bir araya geldiği ile ilgilendi. Gittikçe artan uzmanlaşma sonucu 600’ün üzerinde bilim dalı meydana geldi.
Çevremizdeki her şey bilimin konusu olabilir. Bilim çalışması öncelikle gözlem ile başlar. Gözlem yapıldıktan sonra bilinçli bir tahmin, hipotez(varsayım) yapılır. Daha sonra varsayımı deney ve gözlemle sınayarak açıklamak gerekir. Genel bir durum olduğunu desteklemek “kuram” oluşturma olarak adlandırılır. Kuramlar aksi bir kanıt olmadığı sürece geçerlidir. Bilim eleştirel ve mantıksal düşünmeye önem verir. Eleştirilemeyen bilgi bilimsel değildir. Bir şeyin bilim olabilmesi için denenmesi ve gözlemlenmesi gerekir.
Doğa Felsefesinden Bilime Geçiş
Mezopotamya’daki bilimsel gelişmelerin sistematik olmaması sonucunda bilimin başlangıcının antik Yunan filozofları olduğu düşünülmektedir. Antik Yunan filozoflarının Mezopotamya’daki bilgiye eriştikleri ve esinlendikleri bilinse de batıda bilimin başlangıcı Yunan olarak kabul edilmeye devam edilmektedir. Bunun sebebi doğuda kültürün devamlılığının sağlanmamasıdır. Yunan’ın diğer kültürlerden ayrıldığı nokta kültürün aktarımıdır. Merak etmek de Yunan’da keşfedilmemiştir, ancak felsefenin başlangıcıdırlar. Bilgelik, düşünme disiplini her kültürde vardır, ancak bunu sistem haline getiren ve tarih boyunca devamlılık sağlayan Yunanlılardır.
Yunanlılar döneminde bilim yerine felsefe yapılmaktadır. Genele ilişkin merak, hayatın işleyişini aramak ve sistemi çözme isteği filozoflarda başlamıştır. Doğa felsefesi bin yıl boyunca bilimin geçmişini oluşturmuştur. Rönesans ile farklı uzmanlıklar belirginleşmiş ve filozofların sormadığı soruları atası simyacılar olan bilim insanları sormaya başlamışlardır. Bilimin felsefeden ayrılması kapitalin himayesi ile söz konusu olmuştur. Kısacası felsefenin içine para girince bilim felsefeden soyutlanmıştır. Gözlem ve deney de paranın mümkün kıldığı labaratuara sevk edilmiştir.
Newton’ın başyapıtı Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica adından da anlaşılacağı üzere “doğa felsefesinin matematik ilkeleri” adını taşımaktadır. 18. yüzyıla dek süren felsefe yakıştırması 19. yüzyıl ile kaybolmaya başlamıştır. Günümüze kadar da felsefe bilimden soyutlanmış, hatta günümüzde bilime aksi bir disiplin olarak algılanmıştır. Felsefenin atılmasının Endüstri Devrimi’ne denk gelmesi ve günümüzün de çılgın bir tüketim kültürüne ait olması ilginçtir. Felsefe satılabilen bir ürün getirmediği için bilim kadar gündemde değildir. Burada bilimin felsefeden türeyip onu kınamasına dikkat çekmeliyiz. Felsefeden doğan bilimin felsefeyi reddetmesine kadar gelmiş durumdayız.
Kaynakça
- TDK, Büyük Türkçe Sözlük.
- Britannica Illustrated Science Library.
- Science Book, DK.