Kategori: Yorum
Y: Peygamber ümmetinin devamıyız desem zoruna gider mi? D: Güzel şaka, doğrulara dönelim mi? Y: Yine evrimci saçmalıkları anlatmayacaksın değil mi? D: Evrim doğal olarak neyin devam ettiğini anlatan …
D: Kavramlar bağlantılı zaten. Cinsellik, mülkiyet, şiddet kontrol etme arzusundan geliyor. Bazı kadınlar neden efendi erkek sevmiyor? Tarihin yükü bu, Vahşi doğanın içinde kötülük yapabilecek erkek onu koruyup hayatta …
M: Uyanın uykusuzlar, saat kaç oldu! D: Ne oluyor ya? Y: Ne olacak çadırı kurmuşsun yine, evlilik zamanı geldi. D: Bu eskimiş kuruma ihtiyacım olduğunu düşünerek beni aşağılıyorsun. Y: …
Bizim buralara bir veli, mübarek kişi gelecekmiş. Halk meraklandı. Yüce bir zat dediler, ulular ulusu… Keramet gösterip göklere çıkmış. Böylesini hiç görmemiştim. Halk hürmet göstermek için telaş içindeydi, ama …
Gerçekten ciddi bir felsefi sorun var, o da intihar. Hayatın yaşamaya değer olup olmadığına karar vermek, felsefenin temel sorusuna cevap vermekle aynı anlama gelir. – Albert Camus, The Myth …
Felsefe dersinde tahtada “üzerimdeki yıldızlı gök ve içimdeki ahlak yasası” yazar. Öğretmen: Immanuel Kant’ın mezar taşında yazan bu ifadedeki gibi her davranış evrensel bir yasa olacakmış gibi eylenmelidir. Ona …
-Ne yani, şimdi bu gezegene mi çakılacağız? dedi karamsar olan. – Yere çarpmaya daha 122 milizaman var, dedi iyimser olan. – 122 milizamandan başka süremiz kalmadı, dedi karamsar olan. …
Arada bir penceremin önündeki ağaçlara bakarım ve onların canlı olduğunu düşünürüm. Bunu da kimseye söylemem. Ne canlı olduklarını ne de onları canlı görmeye çalıştığımı. Bu aslında herkese ayan olmuş …
Devrim yapacaktı, önce kahvaltı yapayım dedi. Kahvaltı dediği ekmek ve peynirden oluşuyordu. Aslında kahvaltı yapmak huyu değildi. Evsiz büyümüştü, bu hayatı da pek kabullenememişti. Hayata başkası tarafından getirilmenin ciddiyetini …
İstanbul’un Fethi Kutlamaları tüm hızıyla devam ediyordu. Büyük bir alışveriş çılgınlığı vardı. Fetih rozetlerinde %80’e varan indirimler halkı ENNEAD istemcisine hücum ettirmişti. Ne güzel günlerdi, her müşteri istediği ürüne …
Ben ne bileyim dağın başı dumanlı mı dertli mi, karlı mı buzlu mu; ben gördüğüme bakarım. Dağ yüksektir, büyüktür, bana göre. Bir zamanlar değildi. Bana göre de, diğerlerine göre …
Ölmek neyse de yalnız ölmek olmasaydı. Artık bir yabancı olduğum vatanımda bir yabancı haline geldiğim şu varlığımı terk ediyorum. Konuşmakta zorlanıyorum, şarj bitene kadar direneceğim. Az önce bir makine …
Burası güneşin doğduğu yerdir, ben de güneşçiyim. Güneşçi de olur mu demeyin. Bu dünyada güneşi bekleyenler var, hala. Güneşin doğduğu yerde gölgeler var. Güneşin doğduğu yerde karanlık var, battığı …
Bir varmış bir yokmuş. Uzak galaksilerden birinde bir sistemin mütevazı gezegenlerinden biri her zamanki gibi yıldızının etrafında dönmeye gayret ediyormuş. Ama gezegenin içindekiler sıkılmışlar. Rekabet olsun, meydan okumalar yaşansın …
Evvel zaman içinde bir çoban yaşarmış. Çobanın hayatı keçilere bakmaktan ibaretmiş. Keçi besler, keçilerle oynar, keçilerle yaşamını sürdürürmüş. Dağlarda, tepelerde, uçurumlarda keçilerle gezip dururmuş. Hayatından memnunmuş, ama bazen de …
İnsanlar bir an önce evlerine varmanın telaşındaydı, vardıkça daha da uzaklaştılar. Ev sadece bir duraktı, yol ise asıl amaç haline gelmişti. İnsanlık yolunu seçmişti. Durmak, dinlenmek yok, ebedi meşguliyet …
Küçük kız evin içinde ağlayarak koşuyor, ailesine sitem dolu ifadelerle haykırıyordu. İstemediği bir şey olmuş veya istediği bir şey olmamış gibiydi. Evin önündeki koca ağaç ise bununla hiç ilgili …
Gölgesinden başka zararı yoktu, ama öldürdüler ağacı. Hiç düşünmeden kıydılar ki düşünsen hiç akıl işi değildi. Vazgeçmemek için cinayetten şüphe etmemeliydi. Göz görmeyince gönül katlanırmış, vebalini görememişlerdi, kimse de …
Orta halli bir yıldızın etrafında dönen mahzun gezegen “bu mu yani hayat” dedi. Yıldızın çekim alanında dönmek tamam da, milyar yıldır tekrar etmesi bayağı gelmişti. Hayatı üzerinde denetime sahip …
Gökdelen caiz mi, nereden bilecekti Babil Kulesi’nin müteahhitleri? Semaya uzanan eller neden helak edildi? Belki de sorulması gereken bu değil. Söylenceler bugüne kadar nasıl geldi? İnsanlık bu güne kadar …
Anlat dedi. Anlatmayınca vurdu. Anlatmadıkça daha sert, daha acımasız oldu. Vurdu da vurdu, anlatmadıkça daha da kudurdu. Sonunda çözüldüm. Tamam dedim hayat, anlatıyorum. İşte böyle başladı yazı işleri. Bu …
“Neden güzel değilim” diye soruyor, ancak yanıtlayamıyordu. İşler onu bekliyordu. Hayat mesela, zorlu bir işti. Yaşamak lazımdı. Hele ki büyük şehir hayatıyla baş etmek epey zordu. Büyük insanlar vardı, …
Birden ayaklanınca ne oldu diye sordular. Öğretmen cevap vermek için acele etmedi. Sanki zaman varmış gibiydi. Biraz bekledikten sonra “hiçbir şey olmadı, işte sorun bu!” dedi. Sonra da hiçbir şey …
Hedeflerinin yanında hayatı ufacık kalıyordu. Bu adamın hedefleri dünyaları aşıyordu. Herkes akşama ne yiyeceğini düşünürken bizimkinin aklı havadaydı. Gerçekten havadaydı, evrenin ardında ne olduğunu merak ediyordu. Küçücük dünyamızda bir kişinin …
Kendi ölçütlerimizle başkalarını yargılamak ne kadar doğru? Başkalarını farklı seçimler yaptıkları için eleştirebiliyoruz. İyilik ölçütümüz “bizden” olanla sınırlı. Bizden olmayanı “kötü” sayabiliyoruz. Karşı tarafın kendi koşullarını göz önünde bulundurmuyoruz. Karşı tarafın …