Eğitim Felsefesi, eğitimin anlamı, amacı, tanımı, yöntemi üzerine düşünen felsefe çalışmasıdır. Akademik bir alan veya uygulamalı felsefe anlamlarına gelebilir. Felsefe akademilerinden çok, eğitim fakültelerinde konu edilir. Eğitim işini, eğitim alanını, eğitimle ilgili konuları, eğitim- öğretim kuramları ile uygulama arasındaki ilişkiyi, eğitimin sınırlarını, hedeflerini, yöntemlerini sorgulayan bir düşünce etkinliğidir. Aynı zamanda belli birer eğitim felsefesi olarak: eğitimle ilgili kuramları olan ayrı birer çalışmaya da denir. Metafizik, ontoloji, epistemoloji, aksiyoloji, pedagoji, eğitim bilimleri gibi disiplinlerle iç içedir.
Felsefe Alanları
- Varlık Felsefesi (Ontoloji): Varlığı inceleyen felsefe çalışmasıdır.. Değişmeyen öz/gerçeklik nedir? sorusunu sorarak var olanı bütün olarak inceler. Var olanların başlangıcı, ilk nedeni nedir? insan, ruh, varlık, yokluk, gerçek nedir? gibi sorulara cevap aranır.
- Bilgi Felsefesi (Epistemoloji): Bilginin ne olduğu, kaynağını, imkanını, sınırlılıklarını, geçerliğini ve güvenirliğini, mutlak ya da göreceli bilginin niteliğini araştırır. Bilginin özünü, ilkelerini, yapısını, sınırlarını araştırır. Bu yönleriyle eğitim ve öğretim çalışmalarına yol gösterir.
- Değerler Felsefesi (Aksiyoloji): Temelde etik ve estetikle ilgili iyi, güzel, kötü, çirkin, ahlaki doğru, saygı, vicdan, özgürlük, erdem, gibi değerlere odaklanan felsefe çalışmasıdır. Değerlerin temeli, doğuştan mı getirildiği, değerlerin zamana ve topluma göre değişip, değişmeyeceği, herkes için mutlak değerlerin olup olamayacağını sorgular. Değerlerin insan yaşamı üzerinde önemli bir yeri vardır. İnsanın bir özelliği de değerler oluşturmasıdır. Bu yüzden eğitim felsefesinde önemli bir çalışmadır.
Felsefe Akımları
İdealizm
Gerçekliği düşünce, ruh ve idealar gibi kavramlarla açıklar. Gerçeklik, ideal olana(maddeden bağımsız soyut olguya) bağlıdır. Platon (İ.Ö 428-348) bu akımın öncüsüdür. Ona göre dış dünya idealara bağlıdır. İdealar (düşüncedeki gerçek varlıklar) duyusal dünyanın doğruluğuna kaynaktır. Gerçeğin, ikincil bir gerçek olduğunu, ruhsal gerçeğin(ideaların) bir taklidinden ibaret olduğunu savunur. İnsan aklı ve düşüncesi en mühim kavramlardır. İdealist eğitim öğrencileri, mutlak akıl nitelikleriyle donatmaya çalışır. Öğrenme süreci, zihinsel süreçleri geliştirmelidir. Öğrenci, düşüncelerini parça-bütün ilişkisi ile sistemli bir şekilde oluşturmalıdır. İdealist eğitim, öğrencileri doğruyu aramaya teşvik eder. İnsanları iyiye, doğruya, güzele yönlendirmeyi amaçlar. Öğretimde konu merkezli davranılmalıdır. Sokratik tartışmalara yer verilmelidir. Öğretmen ahlaki ve kültürel bir modeldir. Immanuel Kant ve Georg Wilhelm Friedrich Hegel de bu akımın temsilcileridir.
Realizm(Gerçekçilik)
Aristoteles’e (İ.Ö. 384-322), hocası Platon’un tersine, evrendeki her şeyin insandan bağımsız olduğunu savunur. Nesnelerin düşünceden, ruhtan bağımsız şekilde var olduğunu söyler. Nesnelerin gerçekliği özneye bağlı değildir. Kanunlar ve nesnelerin birbirleriyle ilişkisine güvenebiliriz. Nesneler gerçektir, biz onların bilgisini düşünerek kavrayabiliriz.Realist felsefede eğitim nesneldir. İnsan gerçek bilgiye aklını ve duyularını kullanarak ulaşabilir. Eğitim insanı mutlu kılmalıdır. Okulun görevi, bilgi aktarmak, zihinsel gelişimi sağlamak ve araştırmaya sevk etmektir. Öğretmen rehberdir. Anlatım, tartışma, gözlem ve deney gibi yöntemleri kullanmalıdır. Öğretmen, öğrenci ve kazandırılacak bilgi en önemli kavramlardır. İbn-i Sina, İbn Tufeyl, John Locke, Jean-Jacques Rousseau, Jerome Adler bu akımın temsilcileridir.
Natüralizm(Doğacılık)
Realizme benzer. Daha maddi bir düşünce olduğunu söyleyebiliriz. Fiziksel dünya dışında bir gerçeklik yoktur. İnsan doğanın bir ürünüdür. Bu sebeple İnsan ve doğa arasındaki uyum ve ilişkilere mühimdir. Metafizik kavramlar boştur.Doğa kanunları topluma, ekonomiye, siyasete ve eğitime tatbik edilmelidir. Natüralist eğitim: insanları, insan doğasının gerektirdiği şekilde ve bu doğaya uygun biçimde yetiştirir. Doğa ve insan arasındaki ilişkiler eğitime yol göstermelidir. Öğrenci merkezli ve demokratik olmalıdır. Öğrenci bizzat yaparak ve yaşayarak öğrenmeli, kendi ilgi ve yeteneklerine göre seçmelidir. Öğretmen ezberleten değil, doğal fırsatlar yaratan olmalıdır. Zorlama olmamalıdır, çünkü insan öğrenmeye hazır olduğu zaman öğrenir. Öğrenciye hazır bilgi sunulmamalı, bilgiyi keşfetmesine imkan sağlayacak yöntemler kullanılmalıdır.
Pragmatizm(Yararcılık)
19. yüzyılda Amerika’da, C.S Pierce tarafından geliştirilmiş ve W.James ve J.Dewey tarafından ilerletilmiştir. Çağdaş Amerikan felsefesidir. Amerikan yaşam biçimini teşkil eder. Faydacılık, yararcılık olarak da bilinir. Pragmatizme göre dünya sürekli değişmektedir.Her şey değişir. İnsan da dahil olmak üzere değişmeyen bir şey yoktur. Bir şeyin değeri, onun ne kadar yararlı olduğuna bağlıdır. Yararlı olan iyidir. Mutlak doğru ya da mutlak yanlış bir şey yoktur.Varlık deney ve araştırmalarla kanıtlandığında gerçektir. Değerler ve ahlak, görelidir. Zamana, toplum ve kültürlere göre farklılık gösterir. Okul hayata hazırlık değil, hayatın kendisi olmalıdır. Öğretim, pratik bir sonuca götürmeyi öğretir. İşlevsel değeri olmayan şeyler öğretilmemelidir. Eğitim gerçek hayattan hareket etmelidir. Okul yaşamı demokrasi ilkeleriyle işlemelidir. Öğretmen öğrenmeyi kontrol etmekten çok, rehberlik yapmalıdır. Problem çözme yöntemine ağırlık vermelidir. Öğrencilerin bireysel özelliklerine dikkat etmeli ve etkin katılımı sağlamaya çalışmalıdır.
Varoluşçuluk (Existentialism)
Varoluşçuluk M. Heiddeger, G. Marcel, K.Jaspers, J.P Sarte, A. Camus gibi filozoflarla anılır. Genel özgürlük ve sorumluluk seçimine önem veren bir felsefe akımıdır. Her insan kendine özgü benzersiz bir varlıktır. İnsan kendini ve kendi gerçekliğini tanımalıdır. Varoluşçulara göre insan, kendisi ile ilgili tüm kararları kendisi belirleyen, eylemlerinden kendisi sorumlu olan bir varlıktır. İnsana yol gösterecek herhangi bir ahlaki ilke ve otorite yoktur.Birey seçimini serbest biçimde yapabilmelidir.Eğitimin bireye insan özgürlüğünün her şeyden üstün olduğunu öğretmelidir Bireyselliği geliştirmelidir. Karakter oluşumuna yardımcı olmalıdır. Bireyin kendini görmesine engel olan zorlukları yok etmelidir. Farklı programlara yer vererek;, araç, gereç, konu ve kaynaklar bakımından çeşitlilik sağlanmalıdır. Öğrenci seçiminin sonuçlarına katlanmalıdır. Öğretmen kendi değerlerini benimsetemez. Çünkü bilgi kesin değil, olasıdır. Tartışma yöntemine ağırlık verilmelidir. Sorunlar günlük bağlamda ele alınmalıdır. Kişinin bugünü yaşaması, hiç ölmeyecekmiş gibi kendini gerçekleştirmeye çaba göstermesi gerekir.Bak: dmy.info/varolusculuk-nedir-felsefesi/
Eğitim Felsefeleri
Daimicilik (Perennialism)
İdealizm ve realizme dayanır. Buna göre: İnsan doğası, ahlaki ilke ve değerler her yerde aynı olduğu için, değişmez gerçeklere göre eğitilmelidir. İnsanın en önemli yanı akıldır. İnsan aklını geliştirmeye çalışılmalıdır. Düşünme yeteneğini öne çıkarılmalıdır. Sağlam ve doğru kişilikli insan tipi yetiştirmek eğitimin görevidir. Okul yaşama hazırlık yeridir. Kültürü etkili bir şekilde yeni kuşaklara aktarmalıdır. Zamana göre değişen değil, her zaman geçerli bilginin öğretilmesi gerekir. Eğitim programlarında dil, tarih, matematik, doğa bilimleri, sözel sanatlar, felsefe, mantık gibi konulara ağırlık verilmelidir. Klasik eserlerin ve bunlarda ifade edilen değerlerin tanıtılmasına önem verilmelidir.
Esasicilik (Essentialism)
İdealist ve realist felsefeye dayanır. Gelenekseldir. Daimiciliğe benzer. Buna göre: İnsan doğuştan boştur, hiçbir bilgiye sahip değildir. Eğitim kültürün temel ögelerini, özünü gelecek nesillere aktarmalıdır. Temel bilgiler, çocuğun bireysel tecrübesinden daha önemlidir. Tarih, matematik, fen ve yabancı diller programların çekirdeğini oluşturmalıdır. Çok sıkı çalışma ve çoğu zaman zorlanma bu eğitim felsefesinde mümkündür. Öğrencilere kendilerini disiplin altına alma öğretilmelidir. Zorluklar disiplin ile çözümlenir. Öğretmen entelektüel bir liderdir. Soyut düşünme, alıştırma ve ezberleme yöntemleri kullanılmalıdır.
İlerlemecilik (Progressivism)
Pragmatist felsefenin eğitime uygulanması olarak düşünülebilir. Katı disipline dayalı, öğretmen merkezli, edilgen insan oluşturma hususlarına karşı çıkar. Değişmez gerçeklere uyum değil, değişiklikleri ve günlük yaşamdaki çeşitlilikleri anlamak gerekir. Eğitim öğrencinin ilgi ve gereksinimlerine göre düzenlenmelidir. Öğrenci merkezde, öğretmen rehber olmalıdır. Okul yaşamyaşamın kendisi olmalıdır. Okulda yaşamda karşılaşılan problemlere yer verilmelidir. Öğrenmeye aktif olarak katılınmalı, problem çözmeye odaklanılmalıdır. Demokratik olmalıdır. Gelişme için demokratik eğitim ortamı şarttır.
Yeniden Kurmacılık (Reconstructionism)
İlerlemecilik felsefesine dayanır. Buna göre. Toplumu sürekli olarak yeniden düzenlemek ve toplumda gerçek demokrasiyi yerleştirmek eğitimin amacı olmalıdır. Sosyal reformları gerçekleştirmede eğitim en önemli araçtır. Eğitim bir değişme ve denge aracıdır. Eğitim, toplumsal değişme sürecinin merkezi olmalı ve bu süreçte öğretmen etkin olmalıdır. Yaşam sürekli değiştiğinden insan her an onu yeniden kurmak zorundadır. Irk, din, cinsiyet gibi ayırımlar yapılmamalıdır. Eğitimin hedefi sevgi, barış, hoşgörü ve mutluluk sağlamaktır. İdeal toplum demokratik özelliklerle şekillenen toplumdur.
Varoluşçu Eğitim
Varoluşçuluk felsefesi kaynaklıdır. Bireye insan özgürlüğünün her şeyden üstün olduğunu öğretmek ve bireyselliği geliştirme imkanı sağlamak eğitimin amacı olmalıdır. Eğitim programı kişiliği geliştirmelidir Her öğrencinin kendi gerçek ve doğrularını seçmesine fırsat verilmelidir. Öğretmenin görevi kişinin kendisini tanımasına yardımcı olmaktır. Öğretmen tarafsız olmalı, kendi doğrularını ve değerlerini benimsetmemelidir.
Kaynakça
- Eğitim Sosyolojisi ve Felsefesi: Anadolu Üniversitesi, 2008, Akman ERKILIÇ
- dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/40/512/6313.pdf; Brauner, Burns, Büyükdüvenci
- Eğitimin Felsefi Temelleri, Dr. Yavuz ERİŞEN
- en.wikipedia.org/wiki/Philosophy_of_education
Eğitim sistemimizin saçmalığına geri gelmek isterim: Bu sistemin amacı bizi iyi ve bilge biri haline getirmek değil; bilgili bir insan yapmaktı. Bunu başardığını da söyleyebilirim. Okullarda bize erdemi aramayı ya da bilgeliği kucaklamayı değil ancak bu sözcüklerin türemiş hallerini ve köklerini öğrettiler … Ama asıl önemli soruyu sormak en son, aklımıza geliyor: “Daha iyi bir insan, daha bilge biri oldu mu ? Oysa, kimin daha çok şeyden anladığını değil kimin daha iyi anladığını merak etmeliyiz. Biz yalnızca belleğimizi doldurmakla uğraşıyor, kavramayı doğruyu yanlıştan ayırt etme becerisini kazanmayı o kadar da önemsemiyoruz. Montaigne
bir eğitimci olarak yazıyı beğendim.
her ayrıntısı cok guzel tebrik ederim
gerçekten güzel bir çalışma. Elinize, emeğinize sağlık. sondaki montaigne sözü ise mühür kıvamında. teşekkürler.
Yazı için tebrik ederim. Derli toplu güzel bir yazı olmuş. Ancak kaynakça kısmında “Eğitimin Felsefi Temelleri” linki yanlış yüklenmiş. düzeltirseniz ne güzel olur.
Harika olmuş tebrik ederim