M: Uyanın uykusuzlar, saat kaç oldu!
D: Ne oluyor ya?
Y: Ne olacak çadırı kurmuşsun yine, evlilik zamanı geldi.
D: Bu eskimiş kuruma ihtiyacım olduğunu düşünerek beni aşağılıyorsun.
Y: Gördüğüm kadarıyla bedenin evlenmek istiyor. Şuna baksana, seninki senden önce kalkmış. Evlilik kurumuna saygı duruşu resmen.
D: Bedenim atalarımın istediğini istiyor, ben istemiyorum. Hem cinsellikle alakası yok olayın. Otonom sinir sisteminin parasempatik bir tepkisi, REM uykusu sırasında oluyor.
Y: Yine suçu art yapına atarak ve terimlere sığınarak sıyrılmaya çalışıyorsun.
D: Anlamıyorsun, bu ben değil; benimle başlamadı. Atalarımın hayatı peşimden geliyor.
Y: Sen nereye gidiyorsun peki?
D: Ben kendi uç yapımı şekillendiriyorum.
Y: Abiciğim sevişmek istiyor musun istemiyor musun?
D: Bedenim istiyor, ben ise zihnimde bir yerde tiksiniyorum.
Y: İlla farklı olma gayreti, çok uçta olursan hayatta olmayacaksın biliyorsun değil mi?
M: Arkadaşlar kahvaltıya haydi.
D: Ben yemek de istemiyorum, ama atalarım yemiş.
Y: Yiyorsun ama, istiyorsun.
D: Elimde değil. Ne yemek ne üremek ne de nefes almak.
Y: Elinde değilse ne bu havalar?
D: Bana kalan tarafı elimde işte. Onu düzeltip benden sonraki uç yapıların değişmesine çabalıyorum.
Y: Çok uca gidersen hayattan çıkacağını biliyorsun değil mi?
D: Neyin uç olduğuna kim karar veriyor?
Y: Biz, hepimiz. Aşağı yukarı, ileri geri. Bir ordu gibi birbirimizi tartıyor, art ve uç birlikler ile birlikte ilerliyoruz. Bazılarımız ölüyor, işin doğasında var bu, ama biz devam ediyoruz.
D: Bu orduda evlilik eskimedi mi sence?
Y: Başarılı bir modelden bahsediyoruz, eski dediğiniz yapıların hepsi başarılı aslında.
D: Cinayet de başarı, şiddet de, kandırma da; senin ataların başarılıydı, ama suç işleyip örtmede.
Y: Bedensel ihtiyaçlardan buraya nasıl geldin? Hem o dediklerinin amacı niteliğini değiştirir. Her şeyi bakış açısına göre suç yapabilirsin.
D: Neden huzurevinden bilge ve tecrübeli biriyle evlenmiyorsun da makyajlı başörtülü kızları tercih ediyorsun o halde? Ya da peygamber efendinizi neden terörist saymıyorsunuz, teröristlerle aynı şeyi yaptığı halde?
Y: Kendim genç olduğum için, üstelik başörtü meselesini hallettiğimizi düşünüyorum. Peygamberler, ya da senin deyiminle geçmişin vizyonerleri kadının toplumdaki konumunu görerek önlem almışlar. Terörist ile arada bir farkı var gördüğün gibi.
D: İnsanların değişebileceğini göz ardı ediyorsun ama, ve de bakış açılarının.
Y: Bu değişmez. Bu toplumsal bir limit, cinsellik limit olmaktan çıkmayacak.
D: Çıkacak, mülkiyet de çıkacak. Cinsellik kalmayacak. Şiddet lugatten bile silinecek.
Y: Nasıl bağlıyorsun şu kavramları anlamıyorum
Devam edecek…