Aldığımız şey ithal olabilir, ya da yerlisini tercih edebiliriz. Bir nesneyi satın almak belki hoş görülebilir. Belki son model bir Amerikan oyuncağı satın alabiliriz. Ama inançlarımızı ithal etmemiz doğru mu? İnandığımız şeyler bile ABD’den geliyorsa bir terslik var demektir. Dini de Amerika’dan ithal ediyorsak biz ne işe yarıyoruz? Dükkanı kapatıp gidelim o zaman.
Yıllarca ılımlı İslam diye bir şeyi gündemde tuttular. Din adına hareket ettiğini söyleyen kötü niyetli insanlar popüler olabilecek şekilde eğilip büküldüler. Herkesi kandırmak için herkese uygun şeyler söylediler. En laik insanlar dini kuralları esnettikleri için, en dindar insanlar da dini hikayeleri çok güzel anlattıkları için kandılar. En çok merkez sağ ve sol siyasetçiler tarafından destek gördüğünü söylemeliyiz. Popüler olmak adına popülist söylemlere bağımlıydılar.
Ilımlı İslam neydi? Sanki İslam kötü bir şeymiş de Amerikan dostlarımız sayesinde ehilleştirilmiş gibi. Sanki binlerce yıldır yanlış inanmışız ve Amerika’nın ihsanı sayesinde doğru yolu bulmuşuz. Çoğu insan güçlü olanın doğru söylediği gibi bir yanılgıya kapıldı. Bazıları maşa oluverdi. Aslında sağlam kafayla düşününce kulağa çok saçma geliyordu. Muhafazakar görünen ve ABD’ye el açan bu insanlar ne ayaktı?
Her şey sol düşüncelerin Türkiye’de güçlenmesiyle başladı. Sovyet komünizmi bazı kesimleri telaşlandırdı. Bazı insanlar gerçekten vatanları için endişelendiler. Bazı insanlar da bunu bir fırsat olarak gördüler. “Komünizmin düşmanı dostumdur” düşüncesiyle Amerika’nın emrine girdiler. Popüler siyaset de sola karşı cephe hükumetleri kurunca fırsatçılara gün doğdu. Komünizm karşıtı olan Amerika akıl hocası oluverdi. Bak: dmy.info/sag-sol-olaylari
Tek motif sola karşı olmak olunca işler garipleşti. Dindarlar Amerika’dan talimat alıyorlardı. Halbuki din ya da vatan kapitalist politikanın umurunda değildi. Soldan korkan insanları alıp yetiştirdiler. Sovyetler’in ortadan kalkması ve ülkede sol siyasetin ortadan kaybolması faaliyetlerini azaltmadı. Aksine, bir fırsat doğmuştu. Kendi uşakları olan bu insanları İslam‘ı değiştirmek için kullandılar.
İslam kapital anlayışa uygun değildi. Bu yüzden değiştirilmek istendi. Aksi halde sonsuza dek direnecekti. Ayrıca İnsanlığın en popüler dini olması da müdahale gerektiriyordu. Dünyayı kontrol etmek isteyenler bu dini de kontrol etmek istemişlerdir. Ilımlı İslam da böyle bir niyetin ürünüdür. Amerikan siyaset kulislerinde tasarlanmıştır. Bu tasarı Türkiye’yi olduğu kadar Ortadoğu’yu ve Asya’yı da hedef almıştır. Hükümetleri, siyasetleri kontrol altına alan gladyo vari yapılanma dini de denetlemek istemiştir.
Amerika’nın şirketokrasisi Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerini ele geçirmenin bir aracı olarak ılımlı İslam’ı pompalamıştır. Bunu hem Sovyetler sonrası siyasi boşluk yaşanan ülkeleri denetim altına almak hem de bu dinin inananlarını ele geçirmek için yapmıştır. Günümüzde Türk okulları olarak bilinen, ancak Türklerin sadece paravan olarak kullanıldığı Amerikan okulları bu iş için kurulmuştur. Yalancı terör saldırıları da “casus belli” olarak tasarlanmıştır. İslam’ı ele geçirmek için bir yandan eğitim, bir yandan da terör kullanılmıştır.
Bir faaliyetin yanlış olup olmadığını anlamak için “bu kimin işine yarayacak?” sorusu yeter. Eğer sadece bir kesime yarıyorsa o faaliyet zararlıdır. Mesela cemaatten olduğu için hak etmediği yere gelen insanlar zararlıdır. Kopya çekerek öğretmen ve hakim olan (!!) insanlar zararlıdır. Tüm toplumun yararına ise kamuya açık olur. Derin devlet, tarikatlar, gizli örgütler ve saire oluşumlar neden halktan gizleniyorlar? İyilik gizlenmez. İyilik yok da etmez. Mesela 15 Temmuz‘da kendi insanını hedef alan meczuplar, kötü olduklarını hedef aldıkları toplumdan belli etmişlerdir.
Ilımlı İslam neydi? Sanki İslam kötü bir şeymiş de Amerikan dostlarımız sayesinde ehilleştirilmiş gibi. Sanki binlerce yıldır yanlış inanmışız ve Amerika’nın ihsanı sayesinde doğru yolu bulmuşuz.
Ilımlı İslam tanımı güzeldi.
Ben nerden buldum bu siteyi be. Ne güzel.doğrular dillendiriliyor. Ilımlı islam siyasetçilerin kabak gibi olmasını ister dışı yeşil ama içide yeşil. Dışı yeşil olanlar içinde bir Erbakan karpuz gibiydi. O siyonizm için çok tehlikeliydi dışı yeşildi ama içi kırmızıydı. Zülme isyan ediyor, haksızlıkla savaşıyor, düzeni reddediyor ve çözüm önerilerini bir bir hayata geçiriyordu. Siyonizmin buna dur demesi gerekiyordu ve israilin ordusunda talim yaptığının farkına varamadan benim israille ne işim olur diyen bir oluşuma ülkeyi teslim ettiler. İşlerini karşiya geçirdiler artık ihtiyacımız kalmadı diye göndermeye çalıştılar ve hiç beklenmedik birşey oldu. Abd bu zamana kadar bütün kullandığı adamları aşağı almıştı ama bir ilk oldu ve halk buna izin vermedi. Bundan sonra elinde tarihi fırsat olan cuhurbaşkanı bu süreci samimice ve hatalardan sıyrılarak nefsini ve güç zehirlenmesini kenara bırakarak doğru hamleler yaparsa Abd 7 seneye biter. Bunun için Rusya ve İranla işbirliği yapılmalı d 8ler şangay 5lileri gibi anti amerikan oluşumlarla organik temas sağlanmalı ortadoğudaki kukla arap liderler tasfiye edilmeli ve birlik sağlanmalıdır. Sonra Abd savaşmaya gücü kalmadan avrupa tarafından parçalara ayrılır çöplüklerinde boğulır giderler. Bizde mescidi aksayı geri alır ülkedeki şeytanatapan cemaatleri yeksan ederiz. Allahın vaadi haktır.