“Tarih öncesi” ne demektir? Tarih dediğimiz yaşanmış olaylar ilmi, bilimsel olarak, yazının icadından sonraki dönemi kabul eder. Bundan önce yazı olmadığından, “tarihi” bir durum yoktur. Yazının icadı, tarihin belgeye dayanan kısmı için başlangıçtır. Aynı zamanda insanlığın da bugünkü kültürünün temelidir. Dil için de bir devrimdir. Artık bir kişinin hafızasına değil, insanlığın yazısına güvenmek olanağı vardır. Artık yaşananlar birkaç kuşak değil, sonsuza dek saklanabilecektir. Bak: dmy.info/insan-olmak
Tarih bazen ilkel sanat objeleri ile de başlatılır. Tabi ki tarih ile kast ettiğimiz “zaman” değil, doğrulanabilir geçmişimizdir. Yazının icadından önceki evrenin tarih öncesi kabul edilmesi de, ilk ağızdan anlatan belgelere olmamasındandır. 5.000 yıl önceki ilk belgeler bize yaşayanların ağzından tarihi olayları anlatır. Sözlü gelenekte birkaç kuşak sonra kaybolacak, ya da yanlış biçimde aktarılacak bilgiler direkt olarak ulaşmıştır. Bu dönemdeki insanlar yaşadıklarını yazarak kendilerini zamanımıza taşımıştır. İnsan olmanın iletişim kurma ve işbirliği yapma yönünü ele aldığımızda, yazının hayatımızı uzattığını söyleyebiliriz. 5000 yıl önceki yazarlar yazılarında halen yaşamaktadır.
Kitap okumanın önemi burada ortaya çıkar. Tabi kitap yazmanın da. dmy.info/eser-birakmak yazımız bunu anlatmıştır. Kendimizden sonrakilere hayatımızı aktarırız. Tecrübemizi eser bırakarak sonraki kuşaklara iletiriz. Bu sayede insan oluruz ve insanlığı da oluştururuz. Kitap okumak kendimizden önceki hayatı devralmaktır. İnsanlık bütününü yaşatmak ve kendini de ona katarak yaşamaktır. Bir insan hayatı boyunca kaç kişiye şahsen ulaşabilir? Kitap vasıtasıyla, içinde bir virgül katkımız bulunsa da, tüm insanlığa ve tüm zamana hitap edebiliriz.
Kitap başka hayatları yaşatır. Kitap okumak farklı dünyalara ulaşmaktır. Bunu okumaya başladıktan sonra fark ederiz. Kitap bize ne söylüyorsa doğru olduğunu varsayarız. Bir fantastik eserde dış dünyayı paranteze alırız. Gerçek hayatta çok saçma gibi görünen olayları kendi mantığında onaylarız. İçindeki olayları gerçek olmamasına rağmen gerçek gibi yaşarız. Örneğin, bir kahraman neden kötülük yapıyor diye yargılarız. Beğenmediğimiz davranışları okumayı bırakmayız. Bunlar için üzülürüz ve seviniriz. Okuma sırasında kitabın dünyasına girmişizdir. Alternatif bir gerçeği kabul ederek ona uyum sağlamışızdır. Çünkü farklı hayatları deneyimlemek amacı vardır.
Her ne kadar insanlığın çoğu kitap okumasa da, okumanın iyi bir şey olduğu onaylanmaktadır. Kitap okumanın zararı olamayacağı gibi, diğer herhangi bir işten de daha yararlıdır. Nitekim Dünya siyasetini yönlendiren uluslar, en çok kitap okuyan vatandaşlara sahip uluslardır. İyi ya da kötü herhangi bir amaç için okumanın önemini fark etmişlerdir. Çünkü bir kişilik değil, bütün bir toplum için hareket ederler. Bütün bir toplumu kendinde yaşatmak da kitapları okumaktan geçer. Bir kişilik hayatı tüm insanlığın hayatı ile donatmaktır. Bak. dmy.info/biz-bir-sevgi-hikayesi