İnsan köprü kurar. Engelleri köprü ile aşar ve aslında kendisi de bir köprüdür. İnsan bedeni evren ile bilgi arasında bir bağlantıdır. Maddi varlığımız gıda dediğimiz organik enerjiden alınmış, alemle bağımızı sağlamıştır. Beden bir köprü gibi sonradan yapılan bir inşaattır, asıl olay alemle bağ kurmaktır. Kimse kendi başına yaşamamıştır, insanlık kendi başına değildir ki kendi başına olmak yalnızca mecazi bir söylemdir.
Biz maddenin bir araya gelmiş, anlaşmış ve hareket etmeye karar vermiş haliyiz. Köprü kurmayı önceden başarmışız. Köprünün hikmetini canlı halimizde taşıyor, yalnız modern insanla gölgeliyoruz. İnsanlığın doğal ve sosyal hali köprünün zirvesi iken modern insanın muradı bundan ayrılmaktır. Hayata dair her şeye düşman olan modernitenin altında ezilen bağlarımız yok olmaktadır.
İnsan içindeki bağımız köprü gibidir, yapay dursa da bağımız onunla sağlanmıştır. Canlılar aleminde köprü olmayı artırmış ve bir kültür meydana getirmişiz. Sonra bu hikmeti kaybetmeye başlamışız. Sanki başkalaşmış hayatımızın maliyetini öder gibi kötüsüne doğru yola çıkmışız. Kötü dediğimiz ise umutsuzlukla dolu bir gelecektir. İnsanın birbirine bağlılığını ve sevgi köprüsünü akıllılık saydığımız bencilliğin kullanımına sunmuşuz. İnsanların bağını sömürmeyi modernlik saymışız.
İnsanın dünyası bir kurgudur. Kurgunun geçerliliği insanın aşırı sosyal ve birbirine bağlı doğasından sağlanmaktadır. Hayvanlar bir araya gelen organizmalar iken, insan birbirine değer veren üyelerdir. Birbirine değer vermek ve bağlanmak tutumumuz daha sonra zararımıza olmuştur. Çünkü insan toplumu büyüdükçe kötü niyetli azınlığın bunu sömürmesi artmıştır. Eskiden bir gruba kötülük yapanlar şimdi bütün dünyaya bunu yayabiliyorlar.
Bağlarımızı göz ardı edişimizi anlattığımız Köprü yazı dizisi de burada sona ermektedir. Zaten iyice sıkılmıştık. İnsana çarelerini anlatmak çok sıkıcı, çünkü dinleyen yok. İnsanlığı bağlarını koparıp yalnız kalırken oyalamak ise revaçta. Hayatta başarılı olmak istiyorsanız insanı oyalayın, gerçek bir heyecan arıyorsanız gerçekleri yüzüne çarpın. Kavga çıkacaktır, kavgadan korkmayın. Kendini kandırmayı en büyük başarısı sayan bir zavallıya karşı kazanınca da sevinmeyin. Kaybettiğinizde insanlık yok oluşa koşmaya devam edecek demektir. Kazandığınızda çok büyük bir günahın, insanlığın telafisi için çabalamanız gerekecektir.
Bir köprü kurdular. köprüden az miktarda kötülük de geçti. Kötüler kötülük yapmaya, bilet kesmeye başladı. İyiler sadece iyiliği bildiği için bunlara karşılık veremiyordu. Köprüden vazgeçmek de olmazdı. Sonra kötüler kendi aralarında kavga ederken köprü yıkıldı. Toplum böyle koptu, insanlık ülkesi böyle parçalandı.
Merhaba ;
Doğuhan bey. kitap çalışmanız var mı? Planlanmış veya halihazırda bir çalışmanız yoksa hiç buralarda vakit kaybetmeden yazmaya başlamalısınız. Yaklaşık 6 aydır sizi takip ediyorum. Fikir ve anlatım tarzınızdan dolayı iyi bir yazar olabileceğinize kanaat getirdim. Bu arada, bu güne kadar kaleme aldığınız çalışmalarınızdan dolayı müteşekkirim. Saygı ve hürmetle.
Kitap çok, ancak topluma aykırı şeyler anlatıyorlar. Yayımlamak ne kadar hoş olur bilemiyorum. Kurgu ve sembolizm aracılığıyla yeniden ifade ederek paylaşabilirim. Bu sırada daha iyi bir yol olan internette çok da ağır olmayan bir şeklini sunuyorum. Düşünceli azınlığa kalabalıkların içinde umut olabilecek birkaç satır yazabildiysek ne mutlu. Emin olun, siz anladığınız için bu yazı mümkün. Siz ve ben aslında yüksekten düşüp kırılan ve parçaları epey savrulan bir hikmet vazosu gibiyiz. Birbirimiz sayesinde anlamlıyız. Birbirimiz olmadan parça olduğumuz bile anlaşılamaz. Birbirimizi bulduysak, bütünü bir nebze tamamladıysak bunu kutlamalıyız. Teşekkürler.
Ben dünya da ateist düşünceler dışında bütün fikir,düşüncelere karşı açık ve saygılı olmak gerektiğine inanırım. Bağnaz ve sadece bir takım kimseler tarafından uydurulmuş teoriler üzerinden çıkarımlarla inkar yoluna giden kimselere tahammülüm yok. İnsanın en büyük korkusu olan ölümü bile bir umuda, sonsuzluğa geçiş olarak niteleyen, din gibi köklü bir geçmişe sahip yaşam biçiminini hiçe sayarlar. Sanki herkes dünya da krallar gibi yaşayabiliyormuş gibi birde fakirin umudunu çalarlar. Bilmiyorum, Herşeye saygım var ama umutsuzluğa tahammülüm yok. Keza ”dünya düzdür” diyen komplocular aynı kefede sayılır. Dünyada yollar hep bir yere gider. Gitmeseydi insanlık bir nokta da buhrana düşer umudunu yitirirdi. Hiç bir şeyin zevki olmaz ve hiçbir şey icat edilmezdi. Dünya yuvarlaktır ve bu yüzden başlı başına bir umuttur. Milyarlarca yıldır kendi etrafında dönmektedir ve içindekiler yolun sonuna ulaşsa bile tekrar başa dönerler. Bu kısır
döngü olsa da her yeni yüz yılda insanlara bir umuttur. Hala keşfedilmemiş yerleri olan bir umut…
Hangi dilde olursa olsun, kağıda dökülen harflerdir umut. Sizler ve sizin gibi cahilliğe karşı bir başkaldıran ufku geniş insanlar, karanlığa yakılmış bir mumsuzunuz. Karanlık ne kadar baskın olursa olsun; mum kendini tüketmedikçe sönmez.
Sizde fikirlerinizi topluma göre biçimlendirirseniz dibinizi aydınlatmaktan öte gidemezsiniz. İnanıyorum ki ne kadar azınlık gibi görünsek te böyle gözükmemiz az olduğumuzdan değil dağınık olduğumuzdandır. Dünyanın her bir köşesinde yeni bir güne göz açan kimseler, doğan bebekler ve yeşeren çiçekler gelecekte umut olduğunu bize gösterir.Biz bir kardelen gibi açarız. Umuda yelken açar ,cahilliğe hücum ederiz. Biz umuduz. Tüm tabulara karşı, BİZ GELECEĞİN TA KENDİSİYİZ!
Bu kapsamlı ve doyurucu özet hakikatların öğrenilmesine şüphesiz anlamlı ve kıymetli bir hizmettir. Hayırlı hizmetlerinizin devamı için Rabbimize niyaz ederim. selâm ve muhabbetlerimle