Mitostan logosa geçiş nasıl oldu?

Mitostan logosa geçiş tabiriyle dünyayı anlamlandırmada farklı bir yola geçiş kast edilir. Tabi bu insanlık çapında değil Yunan özelinde ve sıralı değil paradigmatik bir şekilde gerçekleşen bir değişimdirç Diğer medeniyetlerde kısmen olsa da bir gelenek haline geldiği yer Yunanistan olmuştur. Yunanistan buna ev sahipliği yapacak sosyal, coğrafi, ekonomik koşullara MÖ. 7. yüzyıldan itibaren erişmiştir.

Hesiodos Homeros ile birlikte Yunan dininin temellerini kurmuştur.

https://en.wikipedia.org/wiki/Hesiod

Mit(μῦθος E.Yun. muthos): Çağdaş zamanlarda edindiği uydurma ve efsane anlamından ziyade genel olarak “anlatı” anlamında kullanılan bu kavram felsefe açısından primitif açıklama çabası olarak anlaşılabilir. Antik dönemdeki insanlar ve dahi birçok filozof duyulan anlatıları kendi anlam dünyalarında hayatı temellendirmek; varlık, bilgi, değer konularında açıklama üretmek için kullanagelmişlerdir. Yani kendi koşullarında gayet anlamlı ve geçerli bir çabadır. Yunan’da mitlerin babaları, üreticileri olmasalar da yazıya geçirdikleri için en ünlü isimleri Homeros ve Hesiodos’tur. Bu kişiler mitik açıklamalara alternatif üreten filozoflara karşı gibi görünseler de aslında logos’a geçişte mitleri yazılı kaynaklara çevirdikleri için faydalı bir iş bile yapmış olabilirler. Kaynaktan kontrol etmek ve tek bir kaynağın doğruluğunun sınanması(böylelikle çelişkilerin, totolojilerin görülmesi) gibi kazanımlara yol açmışlardır.

Herodot klasik filozoflardan sonra yaşasa da geçişin yekpare ve topyekun olmadığını hatırladığımızda soruşturma tutumunun ve kendi aklını kullanmanın bir temsilcisi olarak sayılmalıdır.

Homeros destanları, Hesiodos (c. 700 bc) ile birlikte Yunan kültürünün temelini oluştururlar. İlyada ve Odyssey’de anlatılanlar, Truva’nın Miken (Bronz Çağı) dünyası MÖ. 1400–1100 civarında geçer.

http://assets.press.princeton.edu/chapters/s7247.pdf

Soruşturma(ῐ̔στορῐ́ᾱ E.Yun. historia): Tarih biliminin kurulduğu Yunan tarihçiliği soruşturma adını verdiğimiz bir çabanın ürünüdür. Mitlerde anlatılanı dinlemek esas iken yazıya geçirilmiş ve mitlerin doğruluğu denetlenir olmuştu. Olayların, doğanın ve evrenin açıklanmasında yeni bir aşama tarihsel kayıtların ve insanın faaliyetlerinin soruşturularak belgelenmesi, dayanak aranmasıdır. Felsefe terimi ortaya çıkmadan önce felsefeye benzer bilgi edinme çabalarına historia denmiştir. Tabi ki aynı şey değil yalnız bir çaba olarak mitten daha rasyonel, argümantatif ve şüpheye açık olması hasebiyle dikkate değerdir.

Akıl(λόγος E. Yun. Logos): Logos söz anlamındadır, lakin felsefe bağlamında aklını kullanmak için tartışma anlamında kullanılmıştır. Esasında diğer iki kavramla birlikte “söylem” gibi ortak bir kümede birleşir, ancak bağlam farkıyla ayrılır. Hayatımızda olan bitenleri açıklama çabası olarak ele alındığında mit önceden gelen söylence, historia soruşturup belge- dayanak arama, logos ise ne söylenceye ne de belgeye kanmayıp tartışarak aklını kullanma anlamındadır. Yani bilge, logosu amaç edinen kişi artık açıklama çabasını dış bir kaynaktan değil kendi logosu(aklı, sözü) ile orada sorgulayarak bulacaktır. Bunun başlıca yolu diyalogtur.(Diyalektik) Sophos, sofist ve didaskalos(öğretmen) gibi sıfatlara sahip kişiler logos’u kullanabilir. Hatta bir retor(konuşmacı) da diyalektik olmayan bağlamlarda logosa başvurabilir. Bunu araçsallaştırmayan, yani konuşmacının kazanmasına değil de hakikatin, ideal olanın ortaya çıkarılması için yapan philosophos(filozof) yani bilgelik seven terimi yakıştırılmıştır. Filozof bu çabayı o çabanın kendisi için yapan kişidir.

Bir logos düşünürünün bir dünya görüşünü sunma biçimi, mitsel düşünürün yolundan kökten farklıdır.

Thales of Miletus – Wikipedia

Filozof bilgi veren bilgeden farklı olarak bilmediğini söyleyebilen; yani onun peşinde olan kişidir. Logosun ve bilgeliğin de ardında böyle bir “bilmeme, şüphe, askıda bırakma” tutumu mevcuttur. Tabi bu yazdığımız mitos, historia, logos ve philosophia gibi aşamalar sırayla gerçekleşen formel ya da sistemli bir süreç değildir. Araya eklenebilecek çok sayıda terim de mevcuttur.(Theoria, sophia vs.) Biz bu yazıda aklını kullanmaya geçiş, kendi aklınla bir özne olmak(nesne olmaktan çıkmak, sürüklenmeyi bırakmak) bu şekilde özet bir şekilde tasvir edilebilir diyoruz.

İlk filozofar Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes(1) İlk logos ve akıl vurgusunu yapanlar Herakleitos, Anaksagoras ve Ksenofanes(2) ve realizmin ilk temsilcisi olarak bilinen Aristoteles(6) Anadolu’da yaşamışlardır.

Kaynakça

Leave a Reply