Avrupalılar çağdaş ülkelerden birkaçı hariç tüm dünyayı sömürmüşlerdir. Harita üzerinde sömürmeyi kestikleri söyleniyorsa da bu gerçek değildir. Modern sömürü devam etmektedir. Fransa’nın günümüzdeki en uzun sınır komşusu Brezilya’dır. Avrupa’nın ortasındaki Fransa vaktiyle sömürdüğü topraklardan kalanlarla ilginç bir görüntü oluşturur. Avrupa’daki sömürgeci uluslar tarihleriyle geleceklerini belli etmektedirler. Her ne kadar sömürmeyi bıraktıklarını iddia etseler de o dönemden kalan yüzlerce farklı toprak parçasıyla tüm dünyaya yayılmaktadırlar. Tüm dünyayı sömürmeleri coğrafi açıdan belli olduğu gibi, ekonomik açıdan da bellidir. O dönemlerden sadece toprak değil, zihniyet de kalmıştır. Eski sömürgelerin sadece adı değişmiştir. Emperyalist devletler halen dünya halklarını ezmektedir.
Herkes coğrafya bilmeyebilir, ama herkes tarih bilmelidir. Gelecek kaygısı taşıyan herkes tarihi dikkate almalıdır. Geçmiş yaşantılarımız gelecek yaşantılarımıza ışık tutmaktadır. Geçmişte olanlar geleceğin temelidir. Geçmişe bakarak geleceği öngörebiliriz. İlk devletlerle ortaya çıkan yozlaşma hep sürmüştür. İnsanoğlu kötüyü takip etmiştir. Sömürü hep olmuş, şekil değiştirerek de devam etmiştir. Başlarda insanlar birlik olmanın refahı için kötüleri hoş görmüştür. Zalimi takip etmek grubun iyiliği içinse onaylanmıştır. Ne var ki artık zalimlik bir savaş lordu ya da kabile şefi düzeyinde değildir. Zulüm küresel bir hal almış, sömürü de sadece yerel bir popülasyonu değil insanlığı tehdit eder hale gelmiştir.
Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik şiarıyla yola çıkan Fransa bunları mümkün olduğu kadar göstermelik yapmıştır. Özgürlük, ama bir kesime. Eşitlik, ama bazıları daha eşit. Kardeşlik, ama öldürmediklerine. Çağdaş, gelişmiş, ileri batı devletleri benzer tutumu devam ettirmektedir. Eski kolonilerinin ekonomileri devlet elinde olmasa da halen sömürgeci devlet şirketlerinin elindedir. Devletler gitmiş şirketler gelmiştir. Şirket sömürünün çağımızdaki bir aracıdır. Modern sömürge şirketin bir işidir. “İş” bir devletin işgali altında olmaktan daha yeğdir. Böylece sömürülenler bilerek ve isteyerek sömürgeye boyun eğer.
Günümüzde şirketler dünyaya hükmediyor. Devletlere artık gerek kalmadı ki onlar da şirketlerin kontrolüne girmekte. Böylece zorla ele geçirilecek topraklar toprak sahibi tarafından teslim edilmekte. Asker göndereceğine şirket elemanlarını gönderen sömürgeciler kırmızı halıyla karşılanıyor. Geri kalmış devletler şirketlerin kendilerini işgal etmesi için birbiriyle yarışıyor. İşçiler kölelik düzeni özgür iradeleriymiş gibi yansıtılınca gönüllü köle oluveriyor. Denilebilir ki kapitalizm ve modern sömürü düzeni kötülerin en büyük buluşudur. Bu buluş kötülüğün gizli yapılması ve kalabalıkların razı edilmesi şeklinde vuku bulmaktadır. Bununla birlikte kötülüğü aleni yapmak isteyenler ile yeni bir çağ başlamaktadır. Bakınız: Küreselleşme Karşısında Popülizm