Roma felsefesi- Latin okulları

Klasik Yunan(MÖ. 5 ve 4. yy.) sonrasında Yunanlıların Yunanistan’a verdiği ad olan Hellas’a benzeyen anlamında Helenistik felsefe MÖ. 4. ila MÖ.3. yüzyıllar arasında önceki okulların devamı şeklinde gerçekleşmiştir. Roma felsefesi ise MÖ 2. yüzyıldan MS. 5. yüzyıla kadar geçen dönemdeki felsefeye işaret eder. Sonraki dönem ise 15. yüzyıla kadar sürecek olan Ortaçağ Felsefesidir.

Roma mitolojisi, tiyatrosu ve diğer beşeri çalışmaları gibi felsefesi de Yunan felsefesine dayanır. Roma İmparatorluğu insani olan her şeyi Yunan’dan örnek almış ve Yunancayı entelektüel dil olarak kabul etmiştir. Yani Latince kendi halkıyla konuşmada, Yunanca ise felsefe yapmada ve üst bir söylem oluşturmada geçerli olmuştur.

Biz daha önce klasik Yunan’daki felsefe okullarını saymış ve Sokratik felsefe okullarının(Akademia, Likeon, Kinikler, Stoacılar, Megaralılar) daha etkili olduğunu söylemiştik. Helenistik dönemde Sokratik olmayan septikler(Pironistler) ile birlikte Sokratikler ve önceden beri var olan atomist- materyalist akımın devamı Roma’daki felsefenin unsurlarındandır.

Bir Romalı düşünürün bağlı olduğu ekolü sorsaydınız büyük olasılıkla Stoacı ya da Epikürcü olduğunu işitecektiniz. Tabi Platon, Aristo, Piron takipçileri hala vardır ama Sokratik olan ve olmayan damarlar Stoacı ve Epikürcü okulları şiar edinmişlerdir.

Genel özellikler

  • Yunanca havas dilidir ve felsefe eserleri de Yunancadır.
  • Antik Yunan felsefe okullarının sentezleri, eklektik şekilleri türemiştir.
  • Stoacılık ve Epikürcülük gibi idealizmin ve materyalizmin orta yolcu akımları popülerleşmiştir.
  • Hayatı kabullenmek, zorluklara dayanmak temel motiftir.
  • Görev duygusu, inançlar ile sentez gibi vurgular vardır.
  • Hristiyanlığı derinden etkilemiş, çoğu Hristiyan doktrini bu dönemdeki söylemlerden beslenmiştir.

Stoacılık

Stoacılık, hayatın en iyi şekilde akılla uyum içinde ve acıya, zevke duygulara aldanmayarak yaşanacağını öğütleyen bir felsefedir. Bu felsefe Zeon tarafından kuruldu ve çağdaş zamanlarda da popüler oldu. Seneca,Epiktetos, Aurelius ünlü filozoflarıdır. Stoacılık son iyi imparator olarak da bilinen Marcus Aurelius’un aynı zamanda Stoacı bir filozof olması ile resmi bir felsefe olarak da anlaşılmıştır. Stoacılık geniş kitlelere hitap eden bir kanaat hayatı getirir ve kişisel gelişim tarzında rahatlatıcı metinleri vardır. Evrensel bütüncül bir logos-tanrı anlayışları olması ile Roma Hukuku’nu etkilemiş ve doğal hukuk teorisinin popülerleşmesini sağlamışlardır. Temel tavsiyeleri:

1- Doğaya- logosa- evrenin doğal döngüsüne göre yaşamak

2- Olup bitenlere isyan etmeden, tanrısal bir olaylar zinciriymiş gibi kabullenmek

3- Tüm insanlığa sevgi duymak(köle filozof Epiktetos gibi köleliğe karşı olanları vardır)

Bunları başarabilmek için bilgelik, yiğitlik, adalet, ölçülülük erdemleri ile yaşamak gerekir. Felsefe aptalca şeyler yapmayı önleyen sade bir yaşam tarzıdır.

Epikürcülük

Epikürcülük, hazzın en yüksek iyi olduğunu söylemiş. Farklı haz tanımları olmakla birlikte haz anlayışının acının yokluğuna daha çok benzediğini söyleyebiliriz. Ayrıca hazlar da erdem hazları ve bedensel hazlar olarak ayrılır. Erdem hazzı daha önemlidir. Epikür (MÖ. 341–270) öncülüğünde Atina’nın hemen dışında Bahçe olarak bilinen okulunda hazcılığın temel prensiplerini yaşamaya çalışmışlardır. Bunlar kısaca 1. Mutlu olmak için gerçek arkadaşlıklar kurmalı 2. Anlamlı bir iş yapmalı, ekonomik bağımsızlık sağlamalı. 3. Kimsenin tahakkümü altında olmadan, özgürce yaşamalı. Roma’daki önemli temsilciler: Sidonlu Zeno, Phaedrus, Lucretius Lucretius’un “Şeylerin Doğası Üzerine”dir.

Kuşkuculuk

Önem sırasına göre gidersek Septikler Hellenistik dönemde serpilmeye başlayıp Roma’da büyük isimler çıkarmışlardır. Sofistlerin görecelik felsefesine dayanan bu akım Piron, Timon, Empiricus gibi isimlerce geliştirilmiştir. Bilge kişi yargıda bulunmaz ve yargıları yıkar, çünkü gerçeklik insanın sahip olduğu bir bilgi olamaz. Bir felsefe yargısını destekleyen savlar onu çürütmek için de verilir. Kuşkuculuk, Septisizm, Pironizm gibi isimlerle anılan bu okul relativist sofistleri daha da ileri götürmüşlerdir.

Yeni Platonculuk

Hristiyanlığa geçişte paganlıkla son bağlantı olarak önemli bir yere sahiptir. Tanrıbilimsel bir felsefe okulu olarak bilinen bu ekol Platonculuğu reforme etmiştir. 1.idea-madde ayrımını tinsel-bedensel şeklinde 2. tanrısal(bir) olanın çok olana aktarılmasını nous veya dünya tini şeklinde savunmaya devam etmiştir. 3. duyular-duygular dünyasına düşmanlığı devam ettirmiştir. 4. Çileci, züht hayatını tavsiye ederek özgürlüğe ulaşılacağını söyler. Hristiyanlığı derinden etkilemiştir.

Diğer okullar

Pisagoryenler, Platonistler, Akademik Septikler, Aristocular, Hristiyanlar ve Sekstiler gibi okullar da vardır ve etkilidirler.

Kaynakça

Leave a Reply