Sabır Nedir
Sabır, olacak bir şeyi beklerken mevcut koşullara dayanabilme, kendini tutma, beklerken olumsuz düşünmeme anlamlarına gelir. Kısaca kendini tutma, tahammül, katlanma, dayanma gücü ya da dayanç olarak da ifade edilir. Telaşsızlık ve şiddetsizlik ile karıştırılan bir anlama sahiptir. Çalışkanlık, gayretlilik, kararlılık, tevekkül, metanet, istikrar, umut, azim,sebat, çaba, itaat gibi kavramlarla ilgilidir. Genellikle beklenen bir durum karşısında dayanıklı, mütevazı ve gayretli olmaya işaret eder. Tasavvufta, kendini tutma ve nefsine hakim olma anlamına gelir ve azami önemdedir. Hinduizm, Budizm, Musevilik, Hristiyanlık, İslam ve diğer birçok inançta en önemli erdemlerdendir. İçinde bulunduğumuz İslam kültüründe Eyüp Peygamber sabrın en ünlü örneğidir. Kur’an’daki hikayesi diğer semavi dinlere benzer. İnanca sadakat ve tanrıya bağlılık konularında ilk akla gelen isimdir. Eyüp hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız: Bahar Sevim Kuzu
Sabrın Gereği
Her şeyin bir zamanı var mıdır? Güneş şimdi batsın ve 24 saat sonra doğsun diyebiliyor muyuz? Diyemiyorsak, olayların yalnızca bizim denetimimizde olmamasındandır. Hayat çoğunlukla bizim dışımızdaki unsurlarca yönlendirilir. Biz, küçük bir kısmının belli belirsiz bir sürücüsüyüzdür. İnsanın kendisi bile çevresince eğitilir ve hayata getirilir. Kaldı ki, beden dediğimiz şey de çevreden edindiğimiz gıdalar ve çevrenin bize yaşattığı günlük olaylar ile şekillenir. Hal böyleyken kendi başımıza bir şey istemek olanaklı görünmüyor. Bak: dmy.info/dusunce-gucu-nedir
Hayat diğer her şeyin hesaba katıldığı bir gidişata sahiptir. Dolayısıyla, isteklerimizde her şeyin hesaba katılması gerekir. Bir şey istemek ile birlikte, onu beklemeyi de bilmeliyiz. Günün aydınlanmasını, yazın gelmesini beklediğimiz gibi, isteklerimizin de gerçekleşmesini bekleyeceğiz. Tabi, beklerken telaş, acizlik,bencillik, tembellik yapmadığımız gibi, acelecilik, yılgınlık, korkaklık, umutsuzluk da yapmayacağız. Çünkü hayatın hesaplayamayacağımız kadar çok unsuru var. Hayatın küçük bir parçası olan bedenimizden hayatı yönlendirmenin imkansız değil ancak “zaman alan” bir iş olduğunu anlamamız gerekir. Bir çay kaşığı ile kuyu kazdığınızı düşünün. İnsanın hayata etkisi de böyledir. İstediğini yapar ancak istemekle birlikte çalışmak, sabretmek ve umut etmek de gereklidir.
Sabrın Gerekmediği Yer
Sabredin dedik, ancak kendinizi ezdirin demedik. Bazen de sabrın zararlı olduğu zamanlar vardır. Mesela ilk devletler ile başlayan ve günümüzde dek süren kölecilik ve sömürü buna örnektir. Binlerce yıl tanrı olduğunu iddia eden krallara ve efendi olduğunu iddia eden köle sahiplerine hizmet ettik. Kölelere ayrı tanrılar uydurarak bazen sonraki hayatlarında kral olacaklarını, bazen de cennette hizmetlerinin karşılığını alacaklarını vaadettik. Ancak insanlık bunu bir yere kadar yedi ve sonrasında devrim gibi şeyler oldu. Patronlar ve köle sahipleri yine bir yolunu bularak kapitalizmin çarklarını oynattılar ve Dünya sanayisinin büyük çoğunluğunu köle işçi sınıfına yüklediler. Bakınız: dmy.info/dayanisma-nedir
Roma’da efendisinin sapık isteklerine uymak ve dayak atıldığı zaman da “köle tanrısı”na dua etmeye gitmek ne kadar saçma ise, bugünkü Çin’de, komünist “eşit” bir toplumda yaşamak ve sosyalizm için kapitalizmin kölesi olmak da o kadar tahammül edilemezdir. Sabır, ancak adaletli bir ortamda sürdürülebilir. Bütün insanlar eşit olmayabilir. Bazı toplumlar farklı teamülleri benimseyebilirler. Ama komünizm adıyla işçileri yok fiyatına batılılara peşkeş çeken Çin, ya da sosyalizm vefat edince altındaki oligarşiyi gizleyemeyen Rusya, ya da gelişmişlik, soyluluk, refah ve ilerilik adına halen Afrika ülkelerinden haraç alan Avrupa, ya da köylülerin üstüne bombalarla demokrasi yağdıran süper güç ABD. toplum olmanın dışındadır. Toplum yalnızca bir grup değildir, her grup insanlığın ve de doğanın üyesidir. Bu nedenle yerinde olmayan, layık olduğu yerde bulunmayan değerleri yerine koymadan sabredemeyiz.
Sonuç
Sabır en büyük erdemlerdendir. Her şeyin bir olgunlaşma zamanı var. Her şey gelişir. Düşünceler bile zamana ihtiyaç duyar. Küçük insanlar olarak hayata bir talepte bulunduğumuzda, etkinin önce çevremize, sonra da ötesine yayılması için beklemeliyiz. Fevri davranmak ve anında sonuç istemek doğaya aykırıdır. Aynı şekilde, kötü eylemlerin de kendimize döneceğini unutmayalım. Her şeyin bir tepkisi vardır. İnsan tek başına insan değildir. Her zaman başkalarına ve insan da başka şeylere bağlıdır. Olumlu veya olumsuz tepkiler büyüyüp olgunlaştığında bizi bulacaktır. Önemli olan, zamanın gelmesini beklemektir.
Ayrıca Bakınız
Sözler
Sabır acıdır, ancak meyvesi tatlıdır. Aristoteles
Nehirler bunu biliyor, aceleye gerek yok. Oraya bir gün varacağız. Winnie the Pooh, A.A.Milne
Yavaş büyüyen ağaçlar en iyi meyveyi verenlerdir. Moliere
Ruhsal yoldaki en zor iki sınav: doğru anı beklemek için sabır; ve karşılaştığımız şeyle hayal kırıklığına uğramamak için cesarettir. Paulo Coelho
Zaman neden önemlidir? Çünkü dikkat vermemizi sağlar.Paulo Coelho
Tüm savaşçıların en güçlüsü şu ikisidir: zaman ve sabır. Tolstoy
yazılarınızla yeni tanıştım sizin gibi düşüncelerimi yazıya dökme yeteneğim yok hoş dilimlede rahat ifade edememde olsun böyle yazıları seviyorum onun için çok teşekkürler
Teşekkürler, herkes hayatın bir tarafından tutuyor. İster istemez.
günlük yaşamdaki sözde sohbetlerin ötesinde belki de diğer tarafında bir muhabbet yazılarınız.
Hayattan böylemi teselli buluyorsunuz?
çok beğendim teşekkürler.