Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye derken sıranın bize gelmeyeceğini sanmak aptallık olurdu. Sıranın bizimle bittiğini sanmak da aptallık olacaktır. Sıranın sonu olduğunu sanmak ise ayrı bir aptallıktır. Kapitalist düzende sömürünün sınırı yoktur. Tüketim kültüründe tüketimin sınırı yoktur. Sermaye kendini de öldürene dek bencil kalacak, tüketiciler de kendini yok edene kadar tüketimi sürdürecektir. Buna bağlı olarak bilinçli şekilde teşvik ettiğimiz bencillik sisteminin önce güçsüz olanı, sonra da güçlü olanı ve hayatı yok edeceği açıktır.
İnsanlık olarak bu yola girdik. Bazılarımız biraz direndi, ama sonunda kazanan kapitalizm oldu. Yani büyük olan küçük olanı yiyebilir dedik. Bunun karşıtını da düşman belledik. Gelişme hevesiyle geleceğimizden çalarak şirketleri başımıza bela ettik. Bu sistemin yaşamasına fırsat vermek bir yana, bir de yücelttik ki genel kural haline geldi. Bencilliği erdem haline getirince kendi sonumuzu hazırladık. Bu sistem sınırlı kaynakları tüketti ve hayati olanları da tüketmek üzere hayata geçti. Dünya bu bencilliğe yetmiyor. Küresel bencillik siyaseti yetersizliğini geri kalmış ülkeleri yiyerek gidermeye karar verdi. Güçsüz ülkeler güçlü olanların biraz daha yaşayabilmesi için yem edildi.
Ortadoğu’nun çoğunda başarılı oldular. Ne var ki İran’da yapmaya çalışınca yemedi. Suriye’de denediler, geri tepti. Türkiye’ye el uzattılar elleri kırıldı. Küresel oyuncular bu ülkelerdeki maşalarını kaybettiler. Maşalar yitirilse de bencilliğin yüceltildiği sistemlerde her zaman hizmetkar bulacaklardır. Darbeler olmazsa etnik ayırım, o da olmazsa dini karışıklıklar. Siyasi çekişmeler kullanılacak, masum insanlar ve işleyen ekonomiler hedef alınacak. Açgözlü sistem kendi yaşam tarzını sürdürebilmek için güçsüz ülkeleri yiyecek.
Bütün doğu komşularımızın karışıklık yaşaması bir tesadüf değil. Sermayenin dünya için planları var. İşe Ortadoğu adını verdikleri aptallar ocağından başladılar. Öyle ki İslam Devleti(IŞİD) Müslümanları öldürüyor ve sadece İslam’a zarar veriyor. Komünist PKK kapitalizmin taşeronluğunu yapıyor ve en çok Kürtlere zarar veriyor. Araplar birbirlerini öldürmek için Amerika’dan yardım alıyor ve kendilerini öldürüyorlar. Türkler bir meczubun kutsanmış kişi olduğuna inanıyor ve sadece sermayenin oyuncağı oluyorlar.
Sırada Türkiye var ama sıra bitmiyor. Bu sistem onu yönlendiren çılgınların dahi sonunu getirecek. Sıradaki ülke olarak onlara bir iyilik yapabiliriz. Buna direnebilir ve insanlığı biraz daha yaşatabiliriz. Biz bunu Kurtuluş Savaşı’nda yaptık. Sömürgeci güçlerin yenilebildiğini kanıtladık ve ezilen ulusların bağımsızlığına ilham olduk. Biz halkın kendisinden başka hiçbir şeye ihtiyaç duymadığını gösterdik. İnsanların tanklara ve silahlara sadece varlıklarıyla karşı koyabileceğini kanıtladık.
Sıra bize geldiğinde hep direndik. Şimdi de direniyoruz. Bunu sadece kendimiz için yapmıyoruz. Birileri direnmediği sürece yok oluş devam edecek. İnsanlar sadece kendilerini değil doğayı da yok edecek. Dünyaya zaten yeterince zarar verdik. Emperyalizmin güçlenmesine seyirci kalarak daha da zarar veririz. Herkesin düşmanı olan bu anlayışın yok edilmesi için yakınlarımıza düşman olmayı bırakmalıyız. İnsanların birbirinden nefret etmesi bu anlayışın en güçlü silahı. Hem ülkede hem de dünyada insanlardan nefret etmeyi, onlardan düşman çıkarmayı bırakmalıyız. Birbirimize düşman olmayı bırakmadığımız sürece herkesin düşmanı olan bu anlayışı mağlup edemeyiz.
Ayrıca Bakınız
- dmy.info/cahil-kotunun-elinde
- dmy.info/bizi-kim-olduruyor
- dmy.info/ici-icine-sigmayan-ulke
- dmy.info/dunyanin-en-sacma-seyi
- dmy.info/dunyanin-en-tehlikeli-yolu
- dmy.info/amerikan-dis-politikasi
- https://turk.cafe/tr/turkiye-cokuyor-mu/
- https://turk.cafe/tr/turk-ve-japon-modernlesmelerinin-karsilastirmasi/
- https://turk.cafe/tr/dilsel-gorecelik-ve-turkce/
Olayı çözmüşsün bilge insan. İranla kader birliği yaomamız gerekiyor. Mezhebi ihtilaflı konular bir incir çekirdeğini doldurmazken ülkemizde yürütülen şia ve iran düşmanlığını kimin finanse ettiğini biliyoruz. Şeytanın evliyaları ülkedeki tüm cemaatleri etki altına almıştır, bu cemaatler ra ve amon hanedanlığına hizmet ettiklerinin farkında bile değildir belki. Bize düşen diyalektik yoluyla Dine paralel gösterilen hadisleri Kurana arz ederek ayıklamak ve bu yolla şia sünni birleşimini sağlamaktır. Hrkes kendi kitabını Kurana arz etmeden kutsiyet yüklerse ne birleşme ne doğru yol bulunur. Sanıya zanna uyarız hurafeleri din sayar yerimizde debelenir bir çok kişiyi dinden soğutur yada koparır ve sonunda düşmanın elini kuvvetlendiririz. Parçalanma ve köle düzeni kaçınılmaz olur. Üstteki yazında doğru bilgin doğru tartın olaya bakışaçın özgür iradeli persfektifin ve samimiyetinle işin hikmetine ulaşmışsın tebrik ederim. Ben şia değilim ama ayetullah hamaneyi takib ediyorum sanada tavsiye ederim.